AR


Results for "AR"

Islamic Glossary

TASARRUF

(Islamic Glossary) :
1. İdâreli kullanma, sarfetme. Tutumlu olma; harcamada isrâftan ve cimrilikten sakınıp ortayolu seçme.Sadaka vererek rızkınızı çoğaltınız.Zekât vererek mallarınızı koruyunuz. İktisâd eden,tasarrufa riâyet eden aldanmaz. Tedbirli düzenli yaşamak, geçimin yarısıdır. İnsanlarla iyigeçinmek, aklın yarısıdır. (Câfer-i Sâdık)2. İdâre etme, hükmetme.Allahü teâlâ mülkünde tasarruf ediyor.Mülkünde tasarruf etmesinde zulüm düşünülemez.Çünkü zulüm, izni olmadan başkasının mülkünde tasarruftur. (İmâm-ı Gazâlî)3. Bir velînin Allahü teâlânın izniyle sevdiklerini mânen yetiştirmesi, düşmanlarını isecezâlandırması.Yaratılışı, kalb ve rûh mertebesine kadar olan kimseyi tasarrufu kuvvetli olan pîri, dahayüksek mertebelere ulaştırabilir. (İmâm-ı Rabbânî)Sıddîkiyye yolunda ilerlemek üstâdın tasarrufu, kuvveti ile olur. O sevk ve idâre etmedikçe,hiç ilerleyemez. Çünkü nihâyetin (sonun) başlangıcında yerleştirilmesi, onun şerefli teveccühü,merhameti ile olur. Anlaşılmayan, bilinmeyen hâllere hep onun üstün, başarılı idâresi ilekavuşulur. (İmâm-ı Rabbânî)Îtikâdı ve ameli doğrulttuktan, bu iki kanadı ele geçirdikten sonra, Allahü teâlâyayaklaştıran yolda ilerlemek sırası gelir. Zulmânî ve nûrânî konakları aşmaya başlanabilir. Ancakşunu iyi bilmelidir ki, böyle konakları aşarak yükselebilmek ancak yo lu bilen, yolu gören, yolgösteren, yetişmiş ve yetiştirebilen bir rehberin teveccühü ve tasarrufu ile olabilir. Bununbakışları kalb hastalıklarına şifâ verir. Onun teveccühü yâni kalbini bir kimseye çevirmesi, kötü,çirkin huyları insandan siler süpürür. (İmâm-ı Rabbânî)
Islamic Glossary

Tavâf-ı Ziyâret

(Islamic Glossary) :
Hacıların Arafât'tan indikten sonra, Kurban bayramı günlerinde yapılan tavâf. Buna ifâdatavâfı da denir.Her hac edene, Tavâf-ı ziyâreti Arafât'tan sonra yapmak farzdır. Onun için diğer bir ismi deTavâf-ı rükündür. Haccın farzlarındandır. (M. Zihni Efendi)
Islamic Glossary

TAZARRU'

(Islamic Glossary) :
1. Kendini alçaltarak, aşağı görerek, Allahü teâlâya yalvarma.Allahü teâlâ âyet-i kerîmede meâlen buyuruyor ki:Rabbinize tazarru' ederek ve gizlice duâ edin. (A'râf sûresi: 55)Sabah ve akşam, içinden tazarru' ederek ve (Allahü teâlânın azâbından) korkarak,yüksek olmayan bir sesle Rabbini (Kur'ân-ı kerîm okuyarak, duâ ederek ve zikrederek) an!(A'râf sûresi: 205)Her günâhı yaptıktan sonra, pişmanlık duyarak, günâhının bağışlanması için, Allahü teâlâyatazarru' etmelidir. Çünkü Allahü teâlânın gazâbı günahlar içinde saklıdır. Allahü teâlâ pekkuvvetli, herkese gâlib ve intikâm alıcıdır. (İmâm-ı Gazâlî)2. Tövbe etmek.(Yâ Muhammed!) Andolsun ki biz, senden önceki ümmetlere peygamberler gönderdik.(Onlar, peygamberlerini tekzîb ettiler, yalanladılar, dinlemediler de) biz onları, belâ, şiddet,fakirlik ve hastalıklarla yakaladık (cezâlandırdık). Umulur ki, (onlar) tazarru' ederler.(En'âm sûresi: 42)Eğer benim bildiğimi bilseydiniz, az güler, çok ağlardınız ve dağlara çıkar,göğüslerinizi döver ve Rabbinize tazarru' ederdiniz. (Hadîs-i şerîf-Et-Tergîb vet-Terhîb)
Islamic Glossary

TEBÂREKE SÛRESİ

(Islamic Glossary) :
Kur'ân-ı kerîmin altmış yedinci sûresi. (Bkz. Mülk Sûresi)Ey oğul! Yatacağın zaman, Tebâreke sûresini oku. Peygamberimiz aleyhisselâm buyurduki: Yatarken Tebâreke sûresini okumadan yatma. Zîrâ ölürsen kabirde sana yoldaş olur.Her gece Tebâreke sûresini okuyan kimse, Kadr gecesini ihyâ etmiş gibi sevâbına nâilolur, kavuşur. (Süleymân bin Cezâ)Mü'minlerden dokuz kimseye de kabir süâli olmaz:Şehîd, düşman karşısında nöbette ikenölen, vebâ, kolera gibi bulaşıcı hastalıktan ölen, böyle hastalıklar yayıldığı zaman kaçmayıpsabrederek başka sebeble ölen, sıddîklar, bâliğ olmayan çocuklar, Cumâ günü ve gecesiölenler. Her gece Tebâreke ve Secde sûresini okuyanlar ve ölüm hastalığında İhlâs sûresiniokuyanlara kabir süâli olmaz. (Muhammed bin Alkamî)
Islamic Glossary

TEBÂREKE VE TEÂLÂ

(Islamic Glossary) :
Allahü teâlânın ism-i şerîfi anıldığında ve yazıldığında, söylenen ve yazılan, "Yüce venoksan sıfatlardan münezzeh (uzak, temiz)" mânâsına ta'zîm ve hürmet ifâdesi.Allahü tebâreke ve teâlâ lutf ederek, acıyarak kullarına çok şeyleri mubâh etmiş, izinvermiştir. Rûhu hasta, kalbi bozuk olduğu için, mubâhlarla doymayıp bitmez tükenmezmubâhları bırakıp, İslâmiyet'in hudûdundan dışarı taşarak şüpheli ve harâmlara uzananlar, nekadar bedbaht ve zavallıdır. Âdet üzere alışkanlık ile namaz kılan ve oruç tutan çoktur. Fakatİslâmiyet'in hudûdunu gözeten haram ve şüphelilere düşmemeye dikkat eden pek azdır. Doğruve hâlis ibâdet edenleri âdet üzere bozuk ibâdet edenlerden ayıran fark, Allahü teâlânınemirlerini gözetmektir. (İmâm-ı Rabbânî)