a


Results for "a"

English - Turkish Dictionary

(for s.o.) to be impractical

(English - Turkish Dictionary) :
pratik davranmamak.
English - Turkish Dictionary

“Will you come with us?” “I´d just as soon not.”

(English - Turkish Dictionary) :
Bizimle gelir misin? Gelmeyeyim.
English - Turkish Dictionary

a

(English - Turkish Dictionary) :
s. (ünsüzlerden önce) 1. bir, herhangi bir: We went on a sunny day. Güneşli bir günde gittik. They´ve bought a house. Ev aldılar. In this establishment everyone works an eight-hour day. Bu kuruluşta herkes günde sekiz saat çalışır. 2. (sayı olarak) bir: a hundred students yüz öğrenci. 3. Belirli bir tür veya nitelikte biri/bir şey için kullanılır: It´s a fruit. O bir meyvedir. A rolling stone gathers no moss. Yuvarlanan taş yosun tutmaz. A Mr. Taş telephoned. Bay Taş diye biri telefon etti. This is a camellia that´s resistant to cold. Soğuğa dayanıklı bir kamelyadır bu. 4. Miktar belirtir: twice a year yılda iki kez. five dollars a kilo kilosu beş dolar. 5. her; çoğu: A spider has eight legs. Örümceklerin sekiz bacağı vardır. A horse won´t do it, but a mule will. At yapmaz, ama katır yapar.
English - Turkish Dictionary

a bad egg

(English - Turkish Dictionary) :
argo ciğeri beş para etmez adam.
English - Turkish Dictionary

a bad lot

(English - Turkish Dictionary) :
k. dili sağlam ayakkabı değil, sütü bozuk; it kopuk.