ÎMÂN


Results for "ÎMÂN"

Islamic Glossary

ÎMÂN

(Islamic Glossary) :
İnanmak. "Allahü teâlâdan başka mâbud, ilâh olmadığına, Muhammed aleyhisselâmın O'nunkulu ve Resûlü olduğuna" ve O'nun Allahü teâlâdan getirdiklerine kalb ile inanıp dil ilesöylemek.Allahü teâlâ Kur'ân-ı kerîmde meâlen buyurdu ki:...Fakat Allah size îmânı sevdirdi. Onu kalblerinizde süsledi. Küfrü (îmânsızlığı),fâsıklığı (günâhkârlığı), isyânı size çirkin gösterdi. (Hucurât sûresi: 7)Hakîkat şudur ki, îmân edenler ve Rablerine güvenip dayananlar üzerinde onun(şeytanın) hiçbir hâkimiyeti yoktur. (Nahl sûresi: 99)Cebrâil aleyhisselâm Peygamber efendimize insan sûretinde gelerek; "İmânın ne olduğunubana bildir" dedi. Peygamber efendimiz de; "Allahü teâlâya inanmak, meleklerine inanmak,indirdiği kitaplara inanmak, peygamberlere inanmak, âhiret gününe (öldükten sonrakihayâta) inanmak, kadere, hayrın ve şerrin Allahü teâlâdan olduğuna inanmaktır"buyurarak, îmânın altı şeye inanmak olduğunu bildirdi. (Hadîs-i Cibrîl-Müslim)Sizin îmân yönünden en üstün olanınız, ahlâk yönünden güzel olup, insanlara iyilikyapanlarınızdır. (Hadîs-i şerîf-Edeb-ül-Müfred)Îmânın temeli ve en kuvvetli alâmeti, müslümanları sevmek ve müslümanlaradüşmanlık edenleri sevmemektir. (Hadîs-i şerîf-Mektûbât-ı Ma'sûmiyye)Îmân etmek, bütün insanlara lâzımdır. Îmân edenlerin farzları yapıp, haramlardan kaçınmasılâzımdır. Îmân etmek için kelime-i şehâdet söylemek ve bunların mânâsını Ehl-i sünnetâlimlerinin bildirdiği şekilde öğrenip, inanmak lâzımdır. (İmâm-ı Gazâlî)Îmân muma benzer, Ahkâm-ı İslâmiyye yâni emirleri yapıp yasaklardan kaçmak fenergibidir. Mum ile birlikte fener de İslâmiyet'tir. Fenersiz mum çabuk söner. Îmânsız İslâmolmaz. İslâm olmayınca, îmân da yoktur. (Seyyid Abdülhakîm Arvâsî)Îmânın alâmeti; küfürden (îmânı gideren şeylerden) uzak olmaktır. Sadece kelime-i şehâdetisöylemek, îmân etmiş olmak için yetmez. Îmânlı veya îmânsız ölmek son nefese bağlıdır.(İmâm-ı Rabbânî)
Islamic Glossary

Îmân-ı Gaybî

(Islamic Glossary) :
Allahü teâlânın zâtı, sıfatları, âhiret, melekler, Cennet, Cehennem, Mîzân, Sırat gibi gözlegörülmeyen şeylere görmeden inanmak.Îmân-ı gaybî, îmân-ı şühûdîden (görerek inanmak) daha üstündür. Çünkü peygamberlerinîmânı, îmân-ı gaybîdir. (İmâm-ı Rabbânî)Biz gaybe îmân eyledik. Bizim îmânımız, îmân-ı gaybîdir. Zîrâ biz, Allahü teâlâyıgözümüzle görmedik. Lâkin görmüş gibi inandık, îmân ettik. Bunda aslâ şüphemiz yoktur.(Kudbüddîn-i İznîkî)
Islamic Glossary

Îmân-ı Hakîkî

(Islamic Glossary) :
Kalbe yerleşen, şüphe ve tereddüd karşısında hiç sarsılmayan îmân.Îmân-ı hakîkînin alâmeti, gevşeklik ve tembellik olmadan İslâmiyet'in emirlerini kolaycayapma ve yasaklarından kaçınma hâlinin hâsıl olmasıdır.Îmân-ı hakîkiye sâhib olan kimse, bütün âlem yâni dünyâdaki insanlar bir araya gelse,Allahü teâlâyı inkâr etseler, o, inkâr etmez ve kalbine aslâ şek ve şüphe gelmez. Onun îmânı,enbiyâ (peygamberler) îmânı gibidir. Böyle îmân, îmân-ı taklîdî ve îmâ n-ı istidlâlîden üstün vekıymetlidir. (Kutbüddîn-i İznîkî)Tasavvuf yolunda ilerlemekten, nefsi ve kalbi kötülüklerden ve kötü düşüncelerdentemizlemekten maksat; mânevî âfetleri (tehlikeleri) gidermek, kalbi mânevî hastalıklardankurtarmaktır. Bekara sûresindeki; " Kalblerinde hastalık vardır" meâlindeki dokuzuncu âyet-ikerîmede bildirilen hastalık tedâvî edilmedikçe îmân-ı hakîkî ele geçmez. Bu âfetler var ikenelde edilen îmân, îmânın sûretidir. (İmâm-ı Rabbânî)
Islamic Glossary

Îmân-ı Hılkî

(Islamic Glossary) :
Allahü teâlâ bütün rûhları yarattığı zaman, onlara: "Ben sizin Rabbiniz değil miyim?" diyesorduğunda, bütün ruhların "Belâ" yâni evet diyerek Allahü teâlânın Rab olduğunu kabûl edipinanmaları.Kâbe yakınındaki Hacer-i Esved'i istilâm (selâmlama) esnâsında okunan "Allah'ım sanainanır, kitâbını tasdîk eder ve ahdimizde, verdiğimiz sözde dururuz" duâsının mânâsı, îmân-ıhılkîyi tâzelemektir. (İmâm-ı Gazâlî)
Islamic Glossary

Îmân-ı İcmâlî

(Islamic Glossary) :
Kısaca inanmak, Peygamber efendimizin sallallahü aleyhi ve sellem Allahü teâlâdan nebildirmiş ise, hepsine inandım, demek.Mü'min olmak için, inanılacak şeyleri ayrı ayrı bilmek lâzım değildir. Bunlara, îmân-ı icmâlîile îmân etmek, inanmak yeterlidir. Bir kimse böyle inanmakla müslüman olur. Bu sebeblemukallidin yâni anasından babasından gördüğü, duyduğu gibi, inanıp b una göre ibâdetiniyapanların îmânı sahîhtir, doğrudur. Fakat, sağlam değildir, bunların îmânlarının sarsılmasındankorkulur. (Bkz. Îmân-ı İstidlâlî) (Kudbüddîn-i İznikî)