ABES


Results for "ABES"

Islamic Glossary

ABES

(Islamic Glossary) :
Boş, faydasız şey.Namazda abes hareketler mekruhtur. Elbise ile oynamak gibi. Namazda faydalı hareketinmeselâ eli ile alnındaki teri silmenin zararı olmaz. Pantolonun tozunu silkmek, mekruhtur.Kaşınmak abes değilse de, bir rüknde, eli üç kere kaldırmak, namazı bozar . (İbn-i Âbidîn)Abesle meşgul olmak insanı lehv ve la'ba (oyun ve eğlenceye) sürükler. Bâzı lüzumsuzşeyler insanın abes işlere dalmasına sebeb olur. (Murâd-ı Münzâvî)
Islamic Glossary

ABESE SÛRESİ

(Islamic Glossary) :
Kur'ân-ı kerîmin sekseninci sûresi. Mekke-i mükerremede nâzil oldu (indi). Kırk iki âyet-ikerîmedir. Birinci âyet-i kerîmede yüzçevirdi, iltifat etmedi mânâsına olan Abese lafzı sûreyeisim olmuştur. Sûrede, Kur'ân-ı kerîmin Allahü teâlâ tarafından bir mev'ize (nasihat, öğüt)olduğu bildirilmekte, Cenâb-ı Hakk'ın kudret ve azametine (büyüklüğüne) deliller getirilmekte,kıyâmet gününün dehşetli vaziyeti, o gün iyilerin ve kötülerin halleri ve daha başka hususlaranlatılmaktadır.Abese sûresinde meâlen buyruldu ki:O gün (kıyâmet günü) kişi kardeşinden, anasından, babasından, hanımından veoğullarından kaçar. O gün onlardan herkesin kendine yeter bir işi vardır. (Herkes kendiderdiyle meşgul olur. Başkasını düşünemez.) O gün yüzler vardır (dünyâda iken yaptığı geceibâdetleri veya aldığı abdestler sebebiyle) parıl parıl parlayıcıdır. (Gördükleri nîmetlersebebiyle) gülücüdür, sevinicidir. (Bunlar mü'minlerdir.) O gün yüzler de vardır, üzerlerinitoz toprak bürümüştür. Onu (da) bir zulmet, karanlık ve siyahlık kaplar. İşte bunlarkâfirler, fâcirlerdir. (Âyet: 34-42)
Islamic Glossary

HÂLİD BİN SİNÂN ABESÎ ALE

(Islamic Glossary) :
Îsâ aleyhisselâmdan sonra gönderilen peygamberlerden. Îsâ aleyhisselâm ile son peygamberMuhammed aleyhisselâm arasında geçen fetret devrinde, Aden beldesinde bulunan bir kavmegönderilmiştir.Hâlid bin Sinân Abesî aleyhisselâmın kavmine musallat olan ve bir mağaradan çıkan ateş,uzak mesâfelere yayılıyor, ekinleri ve hayvanları yakıyor, sonra tekrar geri çekiliyordu. İnsanlarâciz kalmıştı. Bu sırada Hâlid bin Sinân aleyhisselâm peygamber olarak gönderildi. Hâlid binSinân aleyhisselâm, Allahü teâlânın izniyle mağaradaki ateşi söndürdü. Sonra mağaraya girerekkendisinin üç günden önce çağırılmamasını vasiyyet etti. Fakat kavmi ve çocukları şeytanınvesvesesine kapılarak üç günden önce çağırdılar. Bu çağırma sebebiyle başında bir elem (ağrı)olduğu hâlde mağaradan çıktı ve "Beni, kavmimi ve vasiyyetimi zâyi ettiniz" buyurarak yakınzamanda vefât edeceğini bildirdi. Vefâtından sonra cenâzesini defn etmelerini ve kabrini kırkgün gözetmelerini, kırk gün sonra kuyruğu kesik bir merkebin de içinde bulunduğu bir sürü,kabrinin yanına gelince kabrini açmalarını vasiyyet etti. Böyle yapıldığı zaman kabrinden çıkıpkabir ehlini ve kabir hayâtını aynen kendilerine anlatacağını bildir di. Belirtilen işâret ortayaçıkınca, mü'minler Hâlid bin Sinân aleyhisselâmın kabrini açmak üzere harekete geçtilerse de,çocukları; "Bize öldükten sonra kabirden çıkan kimsenin çocukları derler" diyerek engeloldular. Böylece câhillikleri büyük bir hıyânete sebeb oldu. Dolayısıyla babaları olan birpeygamberi ve onun bu vasiyetini de yerine getirmediler.Muhammed aleyhisselâm peygamber olarak gönderildiğinde, Hâlid bin Sinân aleyhisselâmınkızı hayatta idi. Peygamber efendimizin huzûruna kavuşmakla şereflendi. Peygamber efendimizridâsını (hırkasını) sererek üzerine oturttu ve taltif buyurarak; "Merhabâ ey kavmivücûdunun zâyi (yok) olmasına sebeb olduğu peygamberin kızı!" buyurdu.(İbn-ül-Esîr-Seyyid Abdülhakîm Arvâsî)