İRŞAD


Results for "İRŞAD"

Ottoman - Turkish Dictionary

FİRSAD

(Ottoman - Turkish Dictionary) :
Kırmızı dut. * Böğürtlen.
Ottoman - Turkish Dictionary

İRSAD

(Ottoman - Turkish Dictionary) :
Gözetlemek. * Hâzır ve âmâde eylemek. * Mükâfat vermek. * Edb: Secili ve kâfiyeli bir cümlede ses uyumundaki ana sesi önce tanıtıp, ondan sonra gelecek kelimeyi tanıtma sanatıdır. Meselâ:Elemin Kays'a kıyas etme din-i mahzunun, Yok idi aklı ne derdi var idi Mecnunun.(Baki)Birinci mısrada "Kays" isminin geçmesi, ikinci mısrada ise "Yok idi aklı, ne derdi var idi." denmesi sözün sonunun "Mecnun" olacağını hemen akla getirmektedir.
Ottoman - Turkish Dictionary

İRŞAD

(Ottoman - Turkish Dictionary) :
Doğru yolu göstermek. Akli ve kalbi, mukni ve te'sirli eserler veya sözlerle gafletten uyandırıp hidâyet yolunu göstermek. Cadde-i kürba-yı Kur'aniye yolunda selâmetle devam ettirmek. Allah'a ibadet ve itaata kavuşturmak. Veli bir zâtın, bir kimsenin hidâyete ermesine vesile olması. * Ist: Hak ve hakikatı arayan kimselere bir mürşid-i ekmelin Kur'ânî ve İslâmî eserleriyle veya sözüyle Sırat-ı Müstakim olan İslâmiyet yolunu tanıtması ve tarif etmesi. İmanı kuvvetlendiren ve inkişaf ettiren tahkikî ve yakînî delillerle hak ve hakikatı talim ve tedris etmesi. (Bak: Mürşid)
Ottoman - Turkish Dictionary

İRŞADAT

(Ottoman - Turkish Dictionary) :
(İrşad. C.) İrşadlar. Hak ve hakikatı ve doğru yolu bildirmeler. İkazlar. (Bak: İrşad)
Ottoman - Turkish Dictionary

İSTİRŞAD

(Ottoman - Turkish Dictionary) :
(Reşad. dan) Hak yoluna gitmek isteme.