İSTİHSAN


"İSTİHSAN" Die Ergebnisse der Suche nach dem Wort

 Türkisch - Türkisch-Wörterbuch

İSTİHSAN

( Türkisch - Türkisch-Wörterbuch) :
is. Beğenme, güzel bulma.
 Ottomane - Türkisch Wörterbuch

İSTİHSAN

( Ottomane - Türkisch Wörterbuch) :
Korunmak. Korumak, müdâfaa etmek, karşı koymak. * Sağlam bir yere kapanmak.
 Ottomane - Türkisch Wörterbuch

İSTİHSANEN

( Ottomane - Türkisch Wörterbuch) :
Beğenerek, istihsan ederek.
 islamische Glossar

İSTİHSAN

( islamische Glossar) :
Güzel bulma, güzel görme.1. Kıyas denilen delîlin iki kısmından birisi olan hafî (gizli, kapalı) kıyas, yâni asl (hakkındaaçıkça hüküm bulunan şey) ile, fer' (hakkında açıkça hüküm bulunmayan şey) arasındamüşterek (ortak) olan ve aslın hükmünün fer'e verilmesine sebeb olan illetin (vasfın, özelliğin),müctehid âlim tarafından kolayca anlaşılamadığı kıyas.İslâm dîninde din bilgilerinin elde edildiği ana kaynak dörttür: Kitâb (Kur'ân-ı kerîm),sünnet (Peygamber efendimizin mübârek sözleri, işleri ve görüb de bir şey demediklerihususlar), icmâ' (müctehid âlimlerin bir işteki sözbirliği) ve kıyastır. Kı yas, müctehid âlimin,fer'in (hakkında açıkça nass yâni âyet-i kerîme ve hadîs-i şerîf bulunmayan bir işin) hükmünübuna benzeyen ve hakkında nass bulunan bir işin (aslın) hükmüne benzeterek anlamasıdır. Aslınhükmünün fer'e verilmesine sebeb olan illet, müctehid âlim tarafından kolayca anlaşılabiliyorsa,böyle kıyâsa, kıyas-ı celî (açık kıyas) denir. Kolayca anlaşılamıyorsa, kıyâs-ı hafîdir (gizli,kapalı kıyâstır). (Serahsî)2. Müctehid âlimin daha kuvvetli ve dîne daha uygun gördüğü bir husustan dolayı, birmes'elede benzerlerinin hükmünden husûsî, özel bir hükme dönmesi, küllî (umûmî, genel)kâideye aykırı düşen hükmü alması; başka bir ifâde ile, müctehid âlimin, celî kıyasa aykırı olandelîlin hükmünü alması. Fıkıh ilminde istihsan sözü geçince bu mânâ kastedilir.İstihsânın dayandığı deliller vardır. Bunlar; âyet-i kerîme, hadîs-i şerîf, icmâ, kıyâs-ı hafî vezarûrettir. Meselâ, kıyâs-ı celîye ve küllî kâideye göre mevcut olmayan, yok olan bir şeyüzerine akd, (anlaşma, sözleşme) yapmak bâtıldır, hükümsüzdür. Bu sebeble istisnâ' yâni birsan'at sâhibine sipâriş vererek, târif ederek bir şey meselâ bir ayakkabı yaptırmak üzere akd(anlaşma, sözleşme) yapılamaz. Çünkü, ayakkabı akd esnâsında henüz mevcut değildir, yoktur.Fakat bu türlü akde göre muâmele, iş yaptırmak her devirde yapılageldiğinden ve bu husustaicmâ' (müctehid âlimlerin sözbirliği) meydana geldiğinden, kıyâs-ı celî terkedilmiş, böyle birmuâmelenin câiz olduğuna, olabileceğine hükmolunmuştur. (Serahsî)Zevcin (kocanın) zevcesi(hanımı) için de kendi mülkünden onun izni (haberi) olmadanfıtrasını vermesi istihsânen câizdir. (İbn-i Âbidîn)