İm.


Résultats pour "İm."

Dictionnaire philosophique

Andırım.

(Dictionnaire philosophique) :
( Os. Müşâbehet, Fr. Al. Analogie, İng. Analogy, İt. Analogia). Oranlar arasında benzerlik... Andırım, benzerliklerden yararlanarak yeni bilgiler elde etme yöntemidir. Örneğin buhar gücü, önceden bilinen beygirgücüne benzetilerek ölçülmüştür. Dünyadakifizik ve kimyasal koşulları andıran koşullar bulunduğu içindir ki aya insan gönderilebilmiştir. Çeşitli bilim dallarında başarıyle kullanılan andırım, ilkin matematik oran anlamında kullanılmıştır. Sonra, niceliksel benzeyişten niteliksel bemzeyişe geçildi ve fizikten dilbilime kadar çeşitli alanlara uygulandı. Terimi, günümüzde de kullanıldığı anlamda, Aristoteles tanımlamıştır. bkz. Andırışlar Kuramı.
Dictionnaire philosophique

Biçim.

(Dictionnaire philosophique) :
(Os. Şekil, Fr. Forme, Al., İng. Form, İt. Forma). Dışsal görünüş... Öz deyimi karşılıında kullanılır. Metafizik düşünce bu ikisini ayrı kategoriler olarak, diyalektik düşünce birbirleriyle sıkıcı bağımlı olarak ele alınır. bkz. Öz, Biçcimcilik, Biçim ve Öz.
Dictionnaire philosophique

Biçimci Ruhbilim.

(Dictionnaire philosophique) :
(Os. Şekil Ruhiyatı, Fr. Psychologie de la forme, Al. Gestalttheorie, İng. Gestalt psyhology). Bütünsel yapının kendisini meydana getiren parçalardan bağımsız bir varlığı olduğunu ileri süren ve fizik varlıklar kadar ruhsal varlıkların da böylesine bağımsız biçimleri bulunduğunu savunan ruhbilim öğretisi... Alman ruhbilimcileri Wolfgang Köhler'le Koffka'nın ortaya attıkları ve Fransız ruhbilimcisi Paul Guillaume'un geliştirdiği biçimci ruhbilime göre duyumlardan meydana gelmiş bir birleşik, zihnin karmaşık olaylarını açıklayamaz. Fransız düşünürü duyumcu (sansüalist) Condillac'tan çağımıza kadar sürüp gelmiş bulunan eski ruhbilim anlayışına göre anlıksal olay, duyumların anlıkta yeniden tasarlanması ve bu tasarımların (imaj) da çağırışım (tedai) yasalarına göre birbirlerini çağırmalarıyle oluşturdu. Oysa bu görüş, Süleymaniye camiini üst üste dizilmiş taşlar yığınından ibaret saymakla birdir. Süleymaniye'nin kendisini meydana getiren parçalardan bağımsız bir varlığı vardır ki onu Süleymaniye eden de işte bu varlıktır. Bu konudaki bilgi, parçaların bilgisi değil, bütünün kendisinin bilgisidir. Nitekim bilmediğimiz bir sözcüğün bütün harflerini elde etmekle o sözcüğü kuramayız, buna karşı bir melodiyi başka bir tonda dinlesek de bütün sesler değişmiş olduğu halde tanıyabiliriz. Çünkü, birinci örnekte bütünsel yapıyı bilmemekte, ikinci örnekteyse bilmekteyiz. Öyleyse biçim, (Fr. Forme) ve yapı (Fr. Structure), kendisini meydana getiren parçaların verimi değil, onlarndan büsbütün bağımsız bir varlıktır. Bu varlık, başka bir varlığa indirgenemez. Ancak gerçeğin birbirinden çok başka olan çeşitli bölgelerinde aynı olabilen genellikler tasarlanabilir. Bu bağımsız apı, sadece fizik varlıklar için değil ruhsal varlıklar, örneğin töresel ideal için de geçerlidir. Gücün yapısı, bozulan dengeyi yeniden kurmayı ve dengenin devamını nasıl gerektirirse töresel ideal de kendi engelleriyle öylece savaşır ve yapısını korur. Özet olarak, ansal işlevlerin, parça halindeki duyumlardan değil, insanın ruhsal yapısında bulunan bütünsel biçimler meydana getirme yetisi'nin çıkarttığı ruhsal bütün'lerden gerçekleştiğini savunan ruhbilim alanındaki biçim (Al. Gestalt)cilik Husserl'le Avenarius-Mach idealizmine dayanmaktadır. İnsanı çevresinin özdeksel koşullarında ayırma ve sadece ruhsal bir yapı haline getirme amacını güden bu anlayışın dil alanındaki savlarına da yapısalcılık (strüktüralizm) denir. Fizik, fizyoloji, ekonomi vb. gibi bilim alanlarına da yayılan gestalt kavramı, ilkin Prag üniversitesi profesörü olaybilimci Christian von Ehrenfels (1859-1932) tarafından ortaya atılmıştır. bkz. Yapı, Yapısalcılık, Olaybilim, ampirio-kritisizm, Biçim, Biçimcilik.
Dictionnaire philosophique

Bilim.

(Dictionnaire philosophique) :
(Os. İlim, Fr., İng. Science, Al. Wissenschaft, İt. Scienza). Yönteli bilgi... Olayların yasalarını bulmak amacını güden araştırmaları dilegetirir, yöntemsel bir çabayla -gözlem ve deneylerle- elde edilir ve pratikle doğrulanır. Bilimin değeri nesnel gerçekliğe uygunluğundadır. Bilginin gittikçe ayrıntılara inen ve onları kavrayan, genel ve nesnel yasalara bağlayan gelişme sürecini izler. İdealizmin bilinemezci ya da sonunda aynı kapıya çıkan olgucu bilim anlayışına karşı, eytişimsel özdekçi bilim anlayışı nesnel bilgi (bilim)'yle düşünsel bilgi (felsefe)'yi sıkıca bağımlı kılar. Eytişimsel özdekçilikte bilimsiz felsefe ve felsefesiz bilim düşünülemez. Bu yüzdendir ki eytişimsel özdekçilik, idealist ve metafizik dünya görüşlerinin tersine, bütünsel bir dünya görüşüdür. bkz. Bilgi Kuramı, Felsefe, Metafizik, Eytişimsel Özdekçilik, Tarihsel Özdekçilik, Bilinemezcilik.
Dictionnaire philosophique

Bireşim.

(Dictionnaire philosophique) :
(Os. Terkip, Fr. Synthese, Al. Synthese, İng. Synthesis, İt. Sintesi). Genel anlamda çözümlemenin karşıtı olarak tek tek verilmiş unsurları bir araya getiren, özel anlamda diyalektiğin oluşma biçimi... Oluşma, sav (tez) -karşısav (antitez)- bireşim (sentez) sürecinde gerçekleşir. Varlık, oluş halinde bir zıtlıktır. Her bireşim yeni bir savdır ve bir karşısavı gerektirir. Doğa ve toplum bütününün evrim süreci de böylece karşıt güçlerin çatışması ve birliğiyle gerçekleşir. Ancak her varlık, hem çatışma hem bileşme süreçlerini aynı zamanda kapsar. Karşıtlıklar birbirlerini aynı zamanda hem itip hem çekerek oluşurlar. Nasıl atom pozitif ve negatif çatışmasıysa doğa ve toplum bütünlüğü de böylece olumlu ve olumsuz süreçlerin hem birliği hem çatışmasıdır. Böylece eski yerini sürekli olarak yeniye bırakır. Her yeni, ileri bir aşama olmayabilir ama er geç ileri bir aşamayı gerçekleştirir. Hegel'in kavram diyalektiğinde önem kazanan bireşim deyimi, gene Hegel tarafından ileri sürülen yadsımanın yadsıması deyimiyle anlamdaştır. bkz. Hegelcilik, Yadsımanın Yadsınması, Sav, Karşısav.