AFAKİ


"AFAKİ" Die Ergebnisse der Suche nach dem Wort

 Ottomane - Türkisch Wörterbuch

AFAKÎ

( Ottomane - Türkisch Wörterbuch) :
Kâinat ve içindeki hâdiselere âid. Nefsin haricindeki âleme dair. * Kıymetsiz sözler ve meseleler. (Enfüsinin zıddı.) (Objektif)
 Ottomane - Türkisch Wörterbuch

DELAİL-İ ÂFÂKİYE

( Ottomane - Türkisch Wörterbuch) :
Afaka âit deliller. Kâinattaki deliller.
 Ottomane - Türkisch Wörterbuch

SEYR-İ ÂFÂKÎ

( Ottomane - Türkisch Wörterbuch) :
Terbiye ve mâneviyatta tekâmül yollarında, hariç âlemden, âfaktan başlamak suretiyle bulunan delillerle tekâmül edip nefsini ıslâh ve imâni ve Kur'âni hakikatlarda terakki etmek usulü.(Tarikatta "seyr-i enfüsi" ve "seyr-i âfâki" tâbirleri altında iki meşreb var.Enfüsi meşrebi; nefisden başlar, hariçten gözünü çeker, kalbe bakar, enaniyeti deler geçer, kalbinden yol açar, hakikatı bulur. Sonra âfâka girer. O vakit âfâkı nurâni görür. Çabuk o seyri bitirir. Enfüsi dairesinde gördüğü hakikatı, büyük bir mikyasta onda da görür. Turuk-u hafiyyenin çoğu bu yol ile gidiyor. Bunun da en mühim esası; enaniyeti kırmak, hevayı terketmek, nefsi öldürmektir.İkinci meşreb; âfaktan başlar, o dâire-i kübranın mezâhirinde cilve-i Esmâ ve Sıfâtı seyredip, sonra dâire-i enfüsiyyeye girer. Küçük bir mikyasta, dâire-i kalbinde o envârı müşahede edip, onda en yakın yolu açar. Kalb, âyine-i Samed olduğunu görür, aradığı maksada vâsıl olur.İşte birinci meşrebde süluk eden insanlar nefs-i emmareyi öldürmeye muvaffak olamazsa, hevâyı terkedip enaniyeti kırmazsa, şükür makamından, fahr makamına düşer; fahirden gurura sukut eder. Eğer muhabbetten gelen bir incizab ve incizabtan gelen bir nevi sekir beraber bulunsa, "şatahat" nâmiyle haddinden çok fazla dâvalar ondan sudur eder. Hem kendi zarar eder, hem başkasının zararına sebeb olur. M.)
 Medizin und Hämatologie Glossar

AFAKİ

( Medizin und Hämatologie Glossar) :
Gözde, lensin olmaması.
 islamische Glossar

ÂFÂKÎ

( islamische Glossar) :
1. İnsanın dışındaki şeyler.Akla, hayâle gelen her şey, hattâ keşif ile anlaşılan bilgiler, ister âfâkî olsunlar, ister enfüsîolsunlar, yâni insanın içinde bulunsunlar hepsi mâsivâdır, Allah'tan başkadır, mahlûktur.(İmâm-ı Rabbânî)2. Uzak memleketlerden hac ibâdetini yapmak için gelenler.Haccın vâciblerinden biri de; âfâkî olanların, Mekke'den ayrılacağı son gün tavâf-ı sadr yânivedâ tavafı yapmasıdır. Bu tavaf hayızlı kadına vâcib değildir. (Burhâneddîn Merginânî)Âfâkî olanların Mekke'ye varınca hemen Mescid-i Harâm'a girip, tavâf-ı kudum yapmalarısünnettir. (İbn-i Âbidîn)