Allah


Results for "Allah"

English - Turkish Dictionary

Allah

(English - Turkish Dictionary) :
i. Allah.
Turkish - English dictionary

Allah

(Turkish - English dictionary) :
1. Allah, God. 2. How wonderful! Really! ım! My God! tan 1. luckily, fortunately. 2. from birth. acısın. May God have pity on him./Only God can help him. (acısını) unutturmasın. May God spare you from a greater sorrow (said when one is subjected to a great loss or grief). adamı man of God. akıllar/akıl fikir versin. colloq. Where is your good sense? l am surprised at you/him. ü âlem 1. probably. 2. maybe. 3. God knows. Allah! 1. colloq. Goodness gracious!/How strange! 2. a Turkish battle cry. aratmasın. May God spare you from having to get along without what you now have (said when one is discontented). artırsın. May God grant you prosperity. aşkına! colloq. 1. For heaven´s sake. l beg you. 2. How wonderful! bağışlasın. God bless him/her (a child, a loved one, etc.). bana, ben de sana. colloq. I´ll pay you my debt when l can get some money. ın belası 1. nuisance, pest. 2. pestiferous, pesky. belanı versin/vermesin. colloq. God damn you! belasını versin. colloq. Damn him! beterinden esirgesin/saklasın. May God protect you/him from worse trouble. bilir. colloq. Only God knows./It´s hard to say. bilir .... It seems to me .... ın bildiğini kuldan ne saklayayım? colloq. What´s the use of making a secret of it? a bin şükür. Thank God. ın binasını yıkmak to commit murder or suicide. bir! By the one God! a bir can borcu var. colloq. He has nothing so he has no scruples. bir dediğinden başka/gayri sözüne inanılmaz. colloq. He is a habitual liar. bir, söz bir. colloq. I give my word on it. bir yastıkta kocatsın. May you have a happy life together (said to a newly married couple). tan bulmak to get one´s just deserts from God. ından bulsun. colloq. Let God punish him. büyüktür. 1. Some day God will right the wrong that has been done to us. 2. God is sure to punish him some day for what he has done. canını alsın/almasın. colloq. God damn you. cezanı versin/vermesin. colloq. God damn you. ın cezası damn, damned. ı çok, insanı az bir yer a deserted place. derim. colloq. All l can say is O God. dört gözden ayırmasın. /ı/ May God save (this child) from being an orphan. düşmanıma vermesin. colloq. I wouldn´t wish it on my worst enemy. ecir sabır versin. May God give you/him patience (said in condolence). eksik etmesin. May we not suffer his loss. I am very grateful for what he has done. eksikliğini göstermesin. I am grateful for it anyway. a emanet. May God protect him. a emanet etmek /ı/ to leave the rest to God (said after sending off someone one has nurtured or a work one has prepared). a emanet olun. Good-bye (said by one who is leaving). emeklerini eline vermesin. May you enjoy the fruit of your labor. ın emri, Peygamberin kavliyle according to the command of God and the word of the Prophet (said in asking a family for their daughter as a bride). esirgesin/saklasın. God forbid. etmesin. God forbid. evi place of worship. ın evi the heart of man. gani gani rahmet eylesin. May God have abundant mercy upon him (said for a dead person). ın gazabı a scourge of God. gecinden versin. May God ordain it to be late (used when mentioning death). göstermesin! colloq. God forbid! ın günü every single day, every darn day (said in exasperation or impatience). hakkı için in God´s name. a havale etmek /ı/ to leave (punishment, revenge) to God. hayırlı etsin. May God turn it to good. herkesin gönlüne göre versin. May God grant the wishes of everyone. ın hikmeti something incredible, something extraordinary, something miraculous. ın hikmeti! colloq. Incredible!/Extraordinary!/God be praised!/It´s a miracle! hoşnut olsun. God bless you (for your kindness to me). ıslah etsin. May God mend his ways. a ısmarladık. Good-bye (said by the person leaving). için truly, to be fair. imdat eylesin. colloq. May God help you. (seni) inandırsın .... Believe me .... isterse if possible, if it works out right. ın işine bak! colloq. Now look what´s happened! iyiliğini versin. colloq. God damn you. ın izniyle if possible, unless something comes up. kabul etsin. May God find it acceptable (said of a generous or pious action). a kalmak to be left to God. kavuştursun. May God unite you again (said to those remaining behind after another has departed on a journey). kazadan beladan korusun/esirgesin/saklasın. May God protect you from all evil. kerim. It is in God´s hands. There is nothing we can do. tan kork! colloq. Stop that! You should be ashamed! tan korkmaz cruel, ruthless. korusun! God forbid! ın kulu anybody, a person. kuru iftiradan saklasın. colloq. May God protect a person from false accusations. layığını/müstahakını versin. colloq. Damn you/him. manda şifalığı versin. colloq. May God give him the strength of an ox (since he eats so much). mübarek etsin. God bless you/him. ne muradın varsa versin. May God grant your every wish. ne verdiyse 1. whatever God has given (modest expression in reference to the food one is serving a guest). 2. whatever money we can earn. ömürler versin. May God give you a long life (used in greeting or thanking). övmüş de yaratmış. colloq. She is exquisitely beautiful. rahatlık versin. Good night. rahmet eylesin. May God have mercy on him (said for a person who has died). ın rahmetine kavuşmak to die. razı olsun. Thank you. rızası için 1. for God´s sake. 2. without expecting any reward. sabır versin. May God give you patience. saklasın! God forbid! selamet versin. 1. May God protect you (on your journey). 2. May your troubles end (said to a traveler). 3. God bless him (said of an absent friend or relative). 4. God bless him anyway (said when mentioning a person´s weakness). 5. Do as you like then. Go if you want to. senden razı olsun. Thank you. God bless you for what you have done. ı/ını seversen for the love of God. ını seven tutmasın. colloq. He was so mad! son gürlüğü versin. May God keep him healthy and in his right mind in his old age. sonunu/encamını/akıbetini hayır etsin. colloq. God grant that it works out well in the end. şaşırtmasın. May God protect him from sin. a şükür! Thank God! taksimi unequal division, distribution without regard to equity. taksiratımızı affetsin. May God forgive us. tamamına erdirsin. colloq. May God bring it to a happy conclusion. utandırmasın. colloq. May God protect him from failure. tan ümit/umut kesilmez. proverb While there is life there is hope. /ı var to tell the truth. vere de .... God grant (that) ...; I hope (that) .... vergisi innate, natural. vermesin. colloq. God forbid. versin. colloq. 1. May God help you (said to a beggar when one does not give him anything). 2. I am glad things are going so well with you/ him. a yalvar. colloq. Don´t tell me. It´s your own fault. yapısı (something) natural, not man-made. yarattı dememek to beat someone unmercifully. yardım eylesin. May God help you. yardımcın olsun. 1. May God be your helper. 2. May God be your help. yardımcısı olsun. God help him. He is in real trouble. yazdı ise bozsun. colloq. If this is my fate may it be changed. I will never do what is being demanded of me. Yürü ya kulum, demiş. colloq. 1. He certainly got rich fast. 2. He has done very well in his work. ziyade etsin. May God give you abundance (said by the guest after a meal).
Turkish - Kurdish Dictionary

Allah (c.c)

(Turkish - Kurdish Dictionary) :
Xwedê, Xuda, Xweda, Yezdan.
Dream Dictionary of Phrase

ALLAH (c.c.)

(Dream Dictionary of Phrase) :
Allahü Teala'yı keyfiyetsiz, benzersiz olarak görmek her yönüyle hayırdır. Kişinin O'nun huzurunda ayakta olduğunu görmesi rahmet ve esenliğe, O'nun kişiye perde arkasından hitap etmesi dinde kuvvete, devamlı mal ve hizmete, izzet ve şerefe, O'nun keyfiiyetsiz olarak kuluna söylediği her şey ayniyle vaki olur. Allahü Teala'yı şeriat ölçüleri dışında bir şeye benzer ya da ihtiyaç duyar halde görmek batıl ve iyi olmayan bir rüyadır.
Islamic Glossary

ALLAH (Celle Celâlühü)

(Islamic Glossary) :
Esmâ-i hüsnâdan. Varlığı muhakkak lâzım olan, îmân ve ibâdet edilecek hakîkî mâbûd. Herşeyi yoktan var eden yüce yaratıcı.Allahü teâlâ zâtı ile vardır. Varlığı kendi kendiyledir. Şimdi var olduğu gibi, hep vardır vehep var olacaktır. Varlığının önünde ve sonunda da yokluk olamaz. Çünkü onun varlığılâzımdır. (Teftezânî)Allahü teâlâ madde değildir. Cisim değildir (element değildir. Karışım, bileşik değildir).Sayılı değildir. Ölçülmez. Hesab edilmez. O'nda değişiklik olmaz. Mekanlı değildir. Bir yerdedeğildir. Zamanlı değildir. Öncesi, sonrası, önü arkası, altı-üst ü, sağı-solu yoktur. İnsandüşüncesi, insan bilgisi, insan aklı, O'nun hiçbir şeyini anlıyamaz. (Mevlâna Hâlid-i Bağdâdî)Bütün varlıkların her organının her hücresinin yaratıcısı, yoktan var edicisi yalnız Allahüteâlâdır. O, akla hayâle gelenlerin hepsinden uzaktır. Hiçbiri O değildir. Ancak Kur'ân-ıkerîmde, bizzat kendisinin açıkladığı sıfatlarını, isimlerini ezberl eyip, ulûhiyetini (ilâhlığını),büyüklüğünü bunlarla tasdik ve ikrâr etmeli, söylemelidir. Akıllı ve büluğ çağına ermiş erkekve kadın her müslümanın, Allahü teâlânın Zâtî ve Subûtî sıfatlarını doğru olarak öğrenmesi veinanması lâzımdır. Herkese ilk farz olan şey budur. Bilmemek özür olmaz, büyük günâhtır.(Kemahlı Feyzullah Efendi)Allahü teâlânın zıddı, tersi, benzeri, ortağı, yardımcısı, koruyucusu yoktur. Anası, babası,oğlu, kızı, eşi yoktur. Hıristiyanlar Allahü teâlâya baba demektedirler. Allahü teâlâya "baba","Allah baba" diyenin îmânı gider. Müslümanlıktan çıkar. (Kemahlı Feyzullah Efendi)Allahü teâlâyı İslâmiyetin bildirdiği isimler ile anmak söylemek lâzımdır. Allah adı yerinetanrı kelimesi kullanılamaz. Çünkü tanrı, ilâh, mâbûd demektir. (Başka dillerdeki Dieu, Gott veGod kelimeleri de ilâh, mâbûd mânâsına kullanılabilir.) Allah adı yerine kullanılamaz. (SeyyidŞerîf)Cumâ günü namazdan önce abdestli, elbisesi temiz ve kalbinden dünyâ düşünceleriniçıkarmış olarak iki yüz kerre "Yâ Allahü el-mahmûdü fî fiâlihi" derse, Allahü teâlâ onunhastalığına şifâ verir. (Yûsuf Nebhânî)Allah adın zikredelim evvelâVâcib oldur cümle işte her kulaAllah adın her kim ol evvel anaHer işi âsân (kolay) eder Allah ana........Bir kez Allah dise aşk ile lisânDökülür cümle günah misli hazan.(Süleymân Çelebi)