BORA
borax
(English - Turkish Dictionary) :
i., kim. boraks.
borazan
(Turkish - German Dictionary) :
r Trompete.
borazan
(Turkish - Kurdish Dictionary) :
borîjen.
BORAZAN
(Dream Dictionary of Phrase) :
Borazan sesi işitmek bir olaya çağrılmaya, Borazanı üflemek bir olay meydana getirmeye, Boynuzdan borazan yöneticiliğe, Metal borazan kötü tabiatlı erkeğe, Borazanı üflemediği halde görmek hayırlı bir habere, Borazanka görülen eziklik, çatlaklık yahut arrıza kadındaki ahlak kusuruma, Borazancı, haber getiren bir insana delalet eder.
borazan
(Turkish - English dictionary) :
1. bugle; trumpet. 2. bugler; trumpeter. çalmak 1. to blow a bugle or trumpet. 2. to let everybody know, tell the world.