BÖLGE


Results for "BÖLGE"

Turkish - German Dictionary

bölgesel

(Turkish - German Dictionary) :
örtlich, regional.
Turkish - Kurdish Dictionary

bölgesel

(Turkish - Kurdish Dictionary) :
navçeyî, herêmî.
Turkish - English dictionary

bölgesel

(Turkish - English dictionary) :
regional. uyuşturum regional anesthesia.
Dictionary of Economics

BÖLGESEL KALKINMA

(Dictionary of Economics) :
Aynı ülkede değişik coğrafi alanlar arasındaki ekonomik gelişmişlik farkları bazen katlanılması güç boyutlara ulaşabilir. Sözgelimi İtalyanın kuzeyi ve güneyi arasında böyle bir fark vardır. Kuzey İtalya sanayiin geliştiği, işsizliğin çok az olduğu ve insanların gelir düzeyinin yüksek olduğu bir bölgedir. Güney İtalya ise tarımın ağır bastığı, işsizliğin yaygın olduğu ve gelir düzeyinindüşük olduğu bir kesimidir. Türkiyenin doğusu ile batısı arasında da benzer farklar vardır. Bu farkları kısmen de olsa gidermek üzere devletler bazen duruma müdahale eder ve geri kalmış bölgenin kalkındırılmasına yönelik planlar hazırlarlar. Bunlara bölgesel kalkınma planı denir. Bu planlarla devlet yatırımları düzenlenirken sözkonusu bölgelere öncelik ve ağırlık verilir, özel kesimin bu bölgelerde yatırım yapması için teşvikler, vergi indirimleri sağlanır. Ayrıca bölgelerin özelliklerinden kaynaklanan başka tedbirler de alınabilir.
Meteorological Glossary

BÖLGESEL KURULUŞLAR/OLUŞUMLAR

(Meteorological Glossary) :
(REGIONAL ASSOCIATION) [i]WMO-World Meteorological Organisation -Dünya Meteoroloji Teşkilatının Bölgesel Kuruluşları için kullanılan bir terim. DMT, dünya üzerinde 6 ayrı bölgesel teşkilata sahiptir. Bu bölgesel teşkilatlar, kendi bölgesi içerisinde yer alan üye ülkelerin katılımlarıyla oluşur. DMT'nın bölgesel teşkilatları şu şekilde sıralanabilir: Afrika, Asya, Güney Amerika, Kuzey ve Orta Amerika, Güneybatı Pasifik ve Avrupa. Her bölgesel kuruluş, DMT'nın yönergeleri doğrultusunda gerektiğinde toplanır.