CEBBAR


Results for "CEBBAR"

Turkish - Turkish dictionary

CEBBAR

(Turkish - Turkish dictionary) :
s. Kudret sahibi.
Ottoman - Turkish Dictionary

CEBBAR

(Ottoman - Turkish Dictionary) :
(Sıfat-ı İlahiyedendir) İstediğini mutlak yapan, dilediğine muktedir olan. Büyüklük, azamet ve kudret sahibi. İmar eden Cenab-ı Hak. Kullarını ıslah edip tevbeye götüren Allah Teâlâ Hz.leri (C.C.) * Zâlim, gaddar, müstebid, mütemerrid insanlar da bu sıfatla tavsif edilir. Meselâ; Cengiz, cebbar ve gaddar bir devlet adamı idi. * Koz: Gökyüzünün cenubunda bulunan bir yıldız kümesi.
Ottoman - Turkish Dictionary

CEBBARANE

(Ottoman - Turkish Dictionary) :
Cebbarcasına. Cebbar olana yakışacak tarzda.
Ottoman - Turkish Dictionary

CEBBARÎ

(Ottoman - Turkish Dictionary) :
Cebbara mensub, cebbarlık, cebredicilik. Cebbarlık eden.
Islamic Glossary

CEBBÂR

(Islamic Glossary) :
1. Allahü teâlânın Esmâ-i hüsnâsından (güzel isimlerinden). Kullarının hallerini ıslâh ediptövbeye götüren, dilediğini yaptırmaya gücü yeten.Allahü teâlâ Kur'ân-ı kerîmde meâlen buyurdu ki:... Allahü teâlâ Müheymindir (her şeyi gözetip koruyandır), Azîzdir (hükmünde gâlibdir),Cebbârdır, Mütekebbirdir (kibriyâ ve azamete büyüklüğe ancak o müstehaktır). Allahmüşriklerin koştukları ortaklardan münezzehtir (uzaktır) . (Haşr sûresi: 23)Cebbâr (olan Allahü teâlâ) kıyâmet günü mülkü olan gökleri ve yerleri eline (kudretine)alır ve buyurur ki: Cebbâr benim, Melik benim. Hani cebbârlar, mütekebbirler (kendilerinibüyük görenler) nerede? (Hadîs-i şerîf-Sünen-i İbn-i Mâce)Sabah ve akşam el-Cebbâr ismi şerîfini okumaya devâm eden kimse zâlimlerin zulmündenkorunmuş olur. Yolculukta da olsa zarar görmez. (Yûsuf Nebhânî)2. Kibirli, zorba, gaddâr.Allahü teâlâ Kur'ân-ı kerîmde meâlen buyurdu ki:O peygamberler düşmanları üzerine Allah'tan zafer istediler ve her inatçı cebbâr dahüsrâna uğradı. (İbrâhim sûresi: 15)Cennet ile Cehennem şöyle münâkaşa ettiler. Cehennem; bende cebbârlar,mütekebbirler var dedi. Cennet de bende Allah'tan korkan, zaîfler ve fakirler var dedi.Bunun üzerine Allahü teâlâ bunların dâvâlarını şu sûretle halletti: "Ey Cennet! Senbenim rahmetimsin. Seninle dilediğime rahmet ederim. Ey Cehennem, sen de benimazâbımsın. İstediğime seninle azâb ederim. Her ikinizi de doldurmak bana âittir. (Hadîs-işerîf-Müslim, Riyâz-üs-Sâlihîn)İnsanlar kibirlene kibirlene cebbârlar sırasına geçer. Cebbârın başına gelen azâbonların da başına gelir. (Hadîs-i şerîf-Tirmizî, İbn-i Mâce)