DELALET


Results for "DELALET"

Ottoman - Turkish Dictionary

DELALET-İ ZÂTİYE

(Ottoman - Turkish Dictionary) :
Kendi zatı ile, bizzat kendisini eserleri ile göstermek suretiyle olan delâlet, şahidlik.
Ottoman - Turkish Dictionary

HÜSN-Ü DELÂLET

(Ottoman - Turkish Dictionary) :
Hayırlı. İyi bir başlangıca delâlet.
Ottoman - Turkish Dictionary

KAT'Î DELALET

(Ottoman - Turkish Dictionary) :
şüphesiz, kat'i delil.
Islamic Glossary

DELÂLET

(Islamic Glossary) :
1. İşâret etmek, göstermek. Doğru yolu gösterme.Allahü teâlâ Kur'ân-ı kerîmde meâlen buyurdu ki:Ey îmân edenler! Sizi acı bir azâbdan kurtaracak bir ticâreti göstereyim mi? Allahüteâlâ ve Resûlüne îmân edin, inanın, mallarınızla ve canlarınızla Allah yolunda savaşın.Eğer bilirseniz bu sizin için çok hayırlıdır. (Saf sûresi: 10-11)Hayra delâlet eden, hayrı yapan gibidir. (Hadîs-i şerîf-Keşfül-Hafâ)2. Bir lafzın (sözün) bir mânâyı (anlamı) ifâde etmesi, göstermesi.Dînî bilgilerin delîlleri (kaynakları) dörttür: Birincisi sübûtu (varlığı) ve delâleti kat'î (kesin)olanlar. Açık anlaşılan âyetler ve tevâtür, söz birliği ile bildirilmiş açıkça anlaşılan hadîslerböyledir. İkincisi, sübûtu kat'î olup, delâleti zannî olanlar (kesin olmayanlar). Mânâsı açıkçaanlaşılmayan âyetler böyledir. Üçüncüsü, sübûtu zannî, delâleti kat'î olanlar. Tek Sahâbînin(Peygamber efendimizin arkadaşının) bildirdiği açık ve anlaşılır hadîsler böyledir. Dördüncüsü,sübûtu da delâleti de zannîdir. Tek Sahâbînin bildirdiği açıkça anlaşılmayan hadîsler böyledir.Birincisi farz ile haramları, ikincisi ve üçüncüsü vâcib ile tahrîmen mekrûhu (harama yakınmekrûhu), dördüncüsü sünnet ile müstehâbı bildirir. (Molla Hüsrev-Serahsî-Hâdimî)
Islamic Glossary

Delâlet-i Nass

(Islamic Glossary) :
Nassın delâleti. Nass'da (Kur'ân-ı kerîm ve hadîs-i şerîfte) zikredilen şeyin hükmünün,müşterek (ortak) illet sebebiyle zikredilmeyen şey hakkında da sâbit olduğuna delâlet etmesi.Bâzı âlimler delâlet-i nass'a, kıyâs-ı celî(açık kıyâs) demişlerdir."Ana-babana öf (bile) deme" meâlindeki İsrâ sûresi yirmi üçüncü âyet-i kerîmesi, açıkçaana-babaya öf demenin haramlığını delâlet-i nass ile bildirmektedir. Öf demenin haramoluşunun illeti (sebebi), eziyet vermektir. Bu illet, ana-babayı dövmede ve sövmede fazlasıylebulunduğundan, âyette açıkça bildirilmeyen ana-babayı dövmenin, onlara sövmenin deharamlığı ile hükmolunmuştur. (İbn-i Melek, Serâhsî)