DESTİ

Results for "DESTİ"

destiny
(English - Turkish Dictionary) :
i. talih, kısmet, kader, alınyazısı, yazgı.

destitute
(English - Turkish Dictionary) :
s. 1. yoksul, muhtaç, fakir. 2. of -den yoksun.

destitution
(English - Turkish Dictionary) :
i. yoksulluk, fakirlik.

predestination
(English - Turkish Dictionary) :
i. 1. Allahın, kişinin cennete/cehenneme gideceğini doğmadan önce tayin etmesi. 2. Allahın, kişinin hayatıyla ilgili her şeyi önceden tayin etmesi, öncel belirleme. 3. takdiri ilahi.

predestine
(English - Turkish Dictionary) :
f. 1. (for) (birinin) (cennete/cehenneme gideceğini) önceden tayin etmek. 2. (birinin) (yaşarken başına gelecekleri) önceden tayin etmek.

Last Searched Words

English - Turkish Dict.

Computer and Internet

orthogonal matrix

Ottoman - Turkish Dict.

HULASAT-ÜL HULASA

Turkish - Turkish Dict.

Turkish - English Dict.

English - Turkish Dict.

Sociology Terms Dict.

MÜLKİYET [İng. Ownership]:

Turkish - Turkish Dict.

Turkish - Turkish Dict.

Turkish - French Dict.

Turkish - English Dict.

Computer and Internet

uncertainty principle

Keyword Searches

Turkish - French Dict.

ılık (219388k)

Turkish - Germany Dict.

çüş (101255k)

Turkish - French Dict.

açık (84335k)

Turkish - French Dict.

ırmak (77216k)

Turkish - Turkish Dict.

İNDÎ (74090k)

Kurdish - Turkish Dict.

naşî (63769k)

Turkish - French Dict.

çatı (61495k)

Turkish - Germany Dict.

ılım (61255k)

Kurdish - Turkish Dict.

rêsî (60155k)

Turkish - Turkish Dict.

HÂDİS (59550k)

Turkish - French Dict.

balık (57676k)

Turkish - Germany Dict.

hasır (56079k)