EDAT


Results for "EDAT"

Ottoman - Turkish Dictionary

MÜŞAHEDAT

(Ottoman - Turkish Dictionary) :
(Müşahede. C.) Gözle görülen şeyler. * Görüşler. * Keşifle seyredilenler. * Man: Mücerret his ile kat'iyyetle hüküm ve tasdik olunan kaziyeler.(Arkadaş! Nefsin vücudunda bir körlük vardır. O körlük, vücudunda zerre miskal kaldıkça hakikat güneşinin görünmesine mâni bir hicab olur. Evet, müşahedemle sabittir ki: Kat'î, yakînî bürhanlar ile deliller dolu olan büyük bir kalede, küçük bir taşta bir za'fiyet görünürse, o kör olası nefis, o kaleyi tamamen inkâr eder. Altını üstüne çevirir. İşte nefsin cehaleti, hamakati, bu gibi insafsızca tahribattan anlaşılır. M.N.)
Ottoman - Turkish Dictionary

MÜVELLEDÂT

(Ottoman - Turkish Dictionary) :
Doğmakla meydana gelmiş canlılar. Aslında yok iken sonradan meydana gelmiş olanlar. * Uydurma kelimeler.
Ottoman - Turkish Dictionary

NEFY EDÂTI

(Ottoman - Turkish Dictionary) :
Arabçada "Lâ", Farsçada "Nâ" gibi olumsuzluk bildiren edât.
Ottoman - Turkish Dictionary

RABT EDATI

(Ottoman - Turkish Dictionary) :
Gr: Bağlama edatı. Kelimeyi veya cümleyi birbirine bağlayan harf veya kelime. (Hem, ve... gibi)
Ottoman - Turkish Dictionary

ŞART EDATLARI

(Ottoman - Turkish Dictionary) :
(Huruf-u şartiye) Bunlara "Şart isimleri" de denir. Arapçada şart mânâsını ifade eden edatlar: İn, Men, Ma, Mehmâ, Eyyü, Metâ, Eynemâ, Eyyâne, Ennâ, Haysümâ, Keyfemâ. $Bu edatlar iki fiili (şart ve ceza fiillerini) cezmederler. Şart mânâsını ifade eden edatlardan sonra gelen ilk fiil, şart; ikincisi de, cevab veya ceza adını alır. İkinci fiilin meydana gelebilmesi, birinci hükmün meydana gelmesine bağlıdır.