EDEB


Results for "EDEB"

Turkish - English dictionary

edebiyat

(Turkish - English dictionary) :
,-tı literature. E Fakültesi the College of Literature, Arts, and Social Sciences (in Istanbul University). yapmak to talk or write bombastically, talk or write in purple prose.
Sociological Dictionary

EDEBİYAT SOSYOLOJİSİ [İng. Sociology of Literature

(Sociological Dictionary) :
Sosyolojisinin bir dalıdır. Genel sosyoloji ile sürekli irtibatlandırılması gereken bir alt sosyoloji dalıdır.Edebiyat, sosyo-kültürel kimliğimizn söz ve yazı halinde kendini dışa vurmasıdır. Bir başka ifadeyle toplum iinde şekillenen ve toplumu diğer toplumlardan ayıran, sosyal varlığımızı olduğu gibi aksettiren ahinkli ve anlamlı ifade ve semboller toplamıdır. ( Ülgener, S. F., 1988)Edebiyata konu olan eserler, belirli bir dönemde ve belirli bir sosyal yapı şartlar içinde meydana gelir. Bir edebi eseri, yazıldığı dönemin özelliklerinden ve o dönemin şartlarından ayrı düşünemeyiz. Eseri meydana getiren yazar bu da zaman diliminden o dönemin sosyal olaylarından ve kültürel çevreden etkilenir ve karşılıklı bir alış-veriş içinde olur. Yazarın bir şeyler ortaya koyabilmesi, kendi kültürel çevresinden bir şeyler kazanabilmesine bağlıdır. Yazarın şahsi kabiliyeti önem taşımakla beraber, kültür çevresinden aldığı payı ortaya koyabilmesi, eserde somutlaşır.Mehmet Akif, Yahya Kemal, Ziya Gökalp, Ömer Seyettin, Halide Edip Adıvar. Ahmet Hamdi Tanpınar, Necip Fazıl, Ahmet Hikmet Müftüoğlu, Mehmet Emin Yurdakul, Peyami Sefa gibi bir çok ünlü edebiyatçımızın eserlerinde sosyal boyut hâkimdir ve esere şekil vermektedir
Ottoman - Turkish Dictionary

EDEBİYAT YAPMAK

(Ottoman - Turkish Dictionary) :
Mc: Güzel ve uzun uzun sözlerle mevzu dışına çıkarak konuşmak.
Ottoman - Turkish Dictionary

EDEBİYAT-I CEDİDE

(Ottoman - Turkish Dictionary) :
1896 - 1901 tarihleri arasında Avrupa te'siri ile meydana gelen edebiyat cereyanına verilen isim. Yeni edebiyat. Servet-i Fünun Edebiyatına verilen ad.
Turkish - Kurdish Dictionary

edebiyatcı

(Turkish - Kurdish Dictionary) :
wêjenas.