HÜKMÎ


Resultados para "HÜKMÎ"

Glosario Islámica

Hükmî Temizlik

(Glosario Islámica) :
Kadının âdet bitiminden îtibâren on beş gün içinde kan gördüğü halde temiz kabûl edilmesi.Bu on beş gün içinde kan görülen bu kan fâsid kan yâni istihâza kanıdır. (Bkz. Tam Temizlik)
Glosario Islámica

Küfr-i Hükmî

(Glosario Islámica) :
İslâmiyet'in îmânsızlık alâmeti dediği sözleri söylemek ve işleri yapmak.Akıllı, bilgili, edebiyatçı olduğunu göstermek için veya yanındakileri güldürmek, hayretedüşürmek, sevindirmek veya alay etmek için söylenen sözlerde küfr-i hükmîden korkulur.Gadab, kızgınlık ve hırs ile söylenen sözler de böyledir. Bunun için insa n, sözünün ve işlerininnereye varacağını düşünmelidir. Her şeyde dînini kayırmalıdır. (Muhammed Hâdimî)
Glosario Islámica

TERK-İ HÜKMÎ

(Glosario Islámica) :
Dünyâyı hükmen terk etmek, (terk etmiş sayılmak) yâni her işte İslâmiyet'e uymak. Meselâzekâtı İslâmiyet'in gösterdiği yere seve seve vermek, komşu, akrabâ, fakir ve ödünç istiyeninhakkını gözetmek ve başkalarının hakkına tecâvüz etmemek (saldırmam ak) ve malı zevk vesefâya, eğlenceye vermemek. (Bkz. Dünyâ)Din ile dünyâyı birlikte kazanmak imkânsızdır. Âhireti kazanmak istiyenin dünyâdanvazgeçmesi lâzımdır. Bu zamanda dünyâyı tamâmen terk etmek, kolay değildir. Resûlullah'auymak şerefine kavuşmak için dünyâda olan her şeyden yüz çevirmek lâzım olmaz. Hiçolmazsa terk-i hükmî ile terk etmek lâzımdır. Yiyecekte, giyecekte ve ev kurmakta İslâmiyet'euymak lâzımdır. O'nun emirlerini aşmamak lâzımdır. Altın ve gümüşün ve ticâret eşyâsının vekırda, çayırda otlayan dört ayaklı hayvanların zekâtını ver mek farzdır. Eğer farz olan zekâtverilirse, dünyâ mallarının hepsi terk edilmiş demek olur. Böylece insan düyânın zararındankurtulmuş olur. Çünkü bir malın zekâtı verilince, o mal zarardan kurtulur. Demek ki dünyâmalını zarardan korumak için ilâç; malın zekâtını vermektir. (İmâm-ı Rabbânî)
Diccionario Inglés - Turco

hükmi

(Diccionario Inglés - Turco) :
1. legal; judicial. 2. nominal. şahıs juristic person, artificial person. şahsiyet juristic personality.