KAL


Results for "KAL"

Turkish - Turkish dictionary

KALABALIK

(Turkish - Turkish dictionary) :
is. Çokluk, fazla ve karışık oluş: İnsan kalabalığı, eşya kalabalığı.
Dream Dictionary of Phrase

KALABALIK

(Dream Dictionary of Phrase) :
Meydanları ve stadyumları dolduran kalabalıklar döküntü insanlara, amaçsız ve şuursuz kitlelere, Kendini kalabalıklar içinde iyi bir konumda görmek rütbeye, hükmetme yetkisine ve isim yapmaya, Kalabalık görmek tüccar için bol müşteriye, ağzı dualı kimse için ondan dua isteyenin çok olmasına, Kamu menfaatine yahut hayırlı bir maksatla bir araya toplanan insanların meydana getirdiği kalabalık rahmet ve nusrete, hayır ve berekete delalet eder.
Turkish - English dictionary

kalabalık

(Turkish - English dictionary) :
1. crowd, throng. 2. crowdedness. 3. crowded. 4. junk, stuff, clutter. etmek to clutter up a place; to be in the way.
Sociological Dictionary

KALABALIK [İng. Crowd]:

(Sociological Dictionary) :
Kalabalık, teşkilâtsız bir sosyal grup çeşididir. Kalabalık ortak fikirlerle hareket eden ve aynı heyecanı taşıyan, sürüli olmayan, teşkilâtsız, bulunduğu maddî ve fizikî alanla sınırlı bir sosyal gruptur. Kalabalıkda işbölümü de esas değildir. Kalabalığın belirli bir statü sistemi yoktur. Kalabalığı meydana getiren fertlerin, birbirlerinden haberdar oluşları, aynı gelip geçici heyacanı paylaşmalarındandır. Meselâ; bir otobüs durağında, spor salonunda veya staddaki insanlar örnek verilebilir. Dinî amaçlı, seyirci niteliğinde, duygusal ve kitlesel kalabalık çeşitleri vardır. (Broom and Selznick, 1965). Bir fabrikada çalışan statü ve işbölümü sistemi olan ve mesai çıkışı fabrikanın önünde biriken topluluk, sosyolojik anlamda kalabalık değildir.Kalabalıkları Blumer, Herber G. bey ayrı gruba ayırmaktadır: tesadüfî, klâsik, aktif, protestocu ve duygusal. (Goodman, N., 1992)
Turkish - English dictionary

kalabalıklaşmak

(Turkish - English dictionary) :
1. to get crowded. 2. to get cluttered.