KAR


Results for "KAR"

Dictionary of Economics

KÂR

(Dictionary of Economics) :
Kâr, bir üretim faktörü olarak müteşebbüsün üretimden almış olduğu paya verilen addır.
Meteorological Glossary

KAR

(Meteorological Glossary) :
(SNOW) [i]Buz kristallerinden oluşan, parlak, beyaz, katı ve çok kere altıgen şekle sahip donan yağış. Kar yağışı çoğunlukla stratiform tipi bulutlardan, eğer sağanak şeklindeyse cumuluform tipi bulutlardan meydana gelir. Atmosferik su buharının 0 °C'den daha aşağı bir sıcaklıkta donması durumunda buz kristalleri oluşur ve buz kristalleri yere tek parça halinde düşer. Eğer bu tek parça halindeki buz kristalleri bir araya gelirse kar tanesi halinde yere ulaşır. 0 °C'den aşağı sıcaklıklarda kar tanesi daha küçük, 0 °C'den yukarı sıcaklıklarda ise kar tanesi kuşbaşı kar olarak yani daha büyük boyutta yere ulaşır. Sinoptik açıdan bakıldığında, eğer yerde kar erimesi ve kar sürülmesi yoksa, saatte 0.5 cm.den az kar birikmişse kar yağışı 'hafif', 0.5 ile 4 cm arasındaysa 'orta', 4 cm.den fazla birikinti varsa 'kuvvetli' olarak nitelendirilir. Karın rengi normalde buz kristallerin yansıttığı ışık nedeniyle beyazdır ama eğer atmosferde asılı duran veya gezen kirleticiler varsa kar rengi o kirleticilerin renginde sarı veya kırmızımsı olabilir. Kar güneş radyasyonunu derinlik ve yoğunlukla ters orantılı olarak geçirir. Termal iletkenliği, yoğunluğunun bir fonksiyonudur ve iletkensizliği kar içerisinde kalan havaya bağlıdır. Klimatolojik olarak, kar tabakası gelen güneş radyasyonunun hemen hemen tamamını yansıttığı için genelde sıcaklığı 0 °C'den yukarı çıkmaz. Kar ve kar örtüsü birçok yerde iklim özelliklerini belirleyici bir etkendir.
Dream Dictionary of Phrase

KAR

(Dream Dictionary of Phrase) :
Hastalıklardan iyileşmeye, menfaatli şeylere, rızka; mevsiminde yağan kar üzüntü ve kederden kurtulmaya, mevsimsiz yağması hastalığa, bazı işlerin ertelenmesine, Kar ile ateşi bir arada görmek muhabbet ve sevgiye, Yerde biriken fazla kar yötetimden geleccek sıkıntı ve zorluklara, Normal şekilde biriken kara bolluk ve berekete, üzerine kar yağması yolculuğa yahut bir işten zarar görmeye, Kar üzerinde uyumak hapse, yürümek rızık elde etmeye, Yaz mevsiminde karcı görmek sevinç ve refaha, kışın görmek üzüntü ve kedere, Kapalı yerlere kar yağdığını görmek acze yahut hastalığa delalet eder.
Turkish - English dictionary

kar

(Turkish - English dictionary) :
snow. dan adam snowman. ayakkabısı snowshoe. basmak 1. /ı/ for snow to cover up/bury. 2. /a/ to store in (a cool place) for summer use. bıçağı snowplow blade. dişi icicle. düşmek /a/ to snow (on a place). fırtınası snowstorm. da gezip izini belli etmemek to do something so slyly that no one realizes what one´s up to. gibi snow-white. gözlüğü snow goggles. helvası snow mixed with molasses. körlüğü snow blindness. kuyusu pit for preserving snow for summer use. parçası very fair-complexioned. sınırı snow line, snow limit. siperi snow fence. süpürücü snowplow; snowblower, snow thrower. topu 1. snowball. 2. very fair-complexioned and plump (child). topu oynamak to have a snowball fight. tutmak for snow to stick. yağmak to snow.
Turkish - English dictionary

kâr

(Turkish - English dictionary) :
1. profit. 2. benefit. bırakmak to yield a profit. etmek 1. to profit, make a profit. 2. to help, be effective. gayesi gütmeyen nonprofit. getirmek to yield a profit. haddi limit on profits. hissesi fin. dividend, share of the profits. kalmak to remain as profit. ı olmamak not to be up to, not to be equal to: Bu iş herkesin kârı değil. Not everyone is equal to this job. payı fin. 1. profit margin. 2. dividend, share of the profits. ına satmak/la satmak /ı/ to sell (something) at a profit. ını tamam etmek /ın/ colloq. to murder, kill. ve zarar/ zarar profit and loss. zarar cetveli income account, profit and loss statement.