KAİM


Results for "KAİM"

Ottoman - Turkish Dictionary

KAİME

(Ottoman - Turkish Dictionary) :
Uzun bir kâğıda yazılan ferman. * Kitap yaprağı. * Kâğıt para.
Dictionary of Economics

KAİME ENFLASYONU

(Dictionary of Economics) :
Osmanlı İmparatorluğunun son yıllarında altın paraya çevrilebilir kağıt para olarak ortaya çıkan kaimenin, Abdülazizin tahta çıkmasıyla birlikte altın karşılığının olmamasına rağmen, miktarının önemli ölçülerde artırılması sonucu oluşan enflasyondur. Abdülaziz çağının devlet adamları, sadece mürekkep ve matbaa masrafıyla elde edilen bu kağıt paradan fazla miktarda bastırınca, halkın kaimeye olan güveni sarsılmış ve alış-verişlerde kullanılamaz hale gelmiştir. Dükkanların kapanmasına yol açan bu uygulama dışarıya borçlanılarak ortadan kaldırılmıştır.
Dictionary of Economics

KAİME-İ MUTEBERE-İ NAKDİYE VEYA İTİBARLI NAKİT KAİMESİ

(Dictionary of Economics) :
1840da tedavüle çıkatılan Tanzimat kaimeleri de denen ilk Osmanlı kağıt parasıdır. Tanzimat kaimelerinin emisyonu, yalnız İstanbulda % 8 faiz getirmek ve sekiz yıl sonra altına çevrilmek taahhüdü altında piyasaya sürülmüştür. Öncleri faizin ödenmeyeceğine dair şaihalar ortada dolaşmıştır. Fakat bunların asılsız olduğu anlaşılınca bu kaimelere olan itibar artmıştır. 1843 yılına kadar çıkartılan kaimelerin hesabı tutulmamıştır. Bir süre sonra faizden vazgeçilmiş ve faizsiz kaimeler basılmaya başlanmıştır.Piyasada faizli ve faizsiz iki tip kaime 1851 yılına kadartedavül etmiştir. On yıl içinde, kaimeler durmaksızın çoğalmıştır. Yoklama ve kontrol imkanı güçleşmiş ve taklitçilik yayılmıştır. 1851de bütün kaimeler toplatılmaya başlanmıştır.
Ottoman - Turkish Dictionary

KAİMEN

(Ottoman - Turkish Dictionary) :
Ayakta durarak. Yıkılmamış. * Canlı olarak.