KÂN


Results for "KÂN"

Turkish - Turkish dictionary

KÂN

(Turkish - Turkish dictionary) :
is. 1. Maden ocağı. 2. Kaynak.
Ottoman - Turkish Dictionary

KÂN

(Ottoman - Turkish Dictionary) :
f. Ahmak, ebleh. Câhil. İdraksiz, düşüncesiz.
Dream Dictionary of Phrase

KAN

(Dream Dictionary of Phrase) :
Damardan kan akması zengin için mal noksanlığına, yoksul için eline mal geçmesine, Dişlerden kan çıkması akraba yüzünden üzüntü ve kedere döşmeye, Burundan az kan akması üzüntü ve kederden kurtulmaya, çok kan akması mal noksanlığına, Vücuttaki bir yaradaan çıkan,elbise ve bedeni lekeleyen kan haram kazanca; zarar, hasar ve kedere; elbise ve bedeni lekelemeyen kan haram ve şüpheli şeylerden karunmaya, Kılıç, mızrak vb. darbesiyle vücudun iltihaplı kısmından çıkan kan sıhhat ve afiyete, yolcu ise salimeneve dönmeye, Kan içmek haram mala, kan birikmiş bir yere düşmek şüpheli kazanç sağlamaya, Kanın cilt ve deriden acı hissetmeden akması sıhhat ve esenliğe, Hayız kanı genç kız için kocaya, hamile kadın için düşük yapmaya, hayızdan kesilen kadın için hastalığa, Arkadan kan çıkması günahı terk etmeye, bu kan çevreyi ve elbiseyi lekeler ise haram kazancın elden çıkmasına, Yara olmadığı halde vücuttan kan çıkması memur için rüşvet almaya, halktan biri için zarara uğrmaya delalet eder. (AyrıcBakınız; Kan Aldırmak.)
Turkish - English dictionary

kan

(Turkish - English dictionary) :
1. blood. 2. hem-, hemo-, hemi-, haem-, haemo-. 3. hemic, hematic. 4. lineage, family. ı ağır 1. dull and boring by nature. 2. sluggish by nature. ağlamak to shed tears of blood, be deeply distressed. akçesi blood money, wergeld. akıtmak 1. to sacrifice an animal. 2. to shed blood. akmak for blood to be shed. akmaksızın without bloodshed. akrabalığı blood relationship, consanguinity. aktarımı blood transfusion. aktarmak /a/ to give (someone) a blood transfusion. alacak damarı bilmek to know where to turn for help. alma med. bloodletting. almak /dan/ to take blood (from), bleed. aramak to be out for blood. bağı blood tie. bankası blood bank. basımı path. congestion. basıncı blood pressure. basıncı yüksekliği high blood pressure, hypertension. başına sıçramak/ beynine çıkmak/vurmak to get or have one´s blood up, see red, blow one´s top. boşalmak to hemorrhage. a boyamak/bulamak /ı/ to wreak carnage in (a place). a boyanmak/bulanmak to be covered with blood. ı bozuk corrupt or evil by nature. cisimciği blood corpuscle. çanağı gibi bloodshot (eyes). çekme med. dry cupping. ı çekmek /a/ to resemble (a parent) (in looks and in character). çıbanı boil, furuncle. çıkar. Blood will flow./There will be a big fight. çıkmak for blood to be spilled. dalgası rush of blood to a part of the body, flush. damarı blood vessel. davası blood feud, vendetta. değiştirme med. exchange transfusion. ı dindirmek to stanch blood. ına dokunmak /ın/ to make (one´s) blood boil. dolaşımı/deveranı circulation of the blood. ı donmak to be shocked, be horrified. dökmek to shed blood. dökücü bloodthirsty. ına ekmek doğramak /ın/ 1. to be glad that one has caused (another´s) death. 2. to benefit by having caused (another´s) misfortune. ını emmek /ın/ to exploit (someone) unmercifully. gelmek to bleed. ına girmek /ın/ 1. to have (someone´s) blood on one´s hands. 2. to deflower (a girl). 3. to damage, destroy. gitmek /dan/ to bleed (while defecating or menstruating). gövdeyi götürmek for much blood to be shed, for many people to be killed. grubu blood group, blood type. gütme blood feud, vendetta. gütmek to seek blood vengeance, engage in a vendetta. hücresi blood cell. ı ısınmak /a/ to warm to, feel affectionate or sympathetic towards (someone). ını içine akıtmak/ı içine akmak to hide one´s sorrows. iğnesi hypodermic injection of blood-building medicine. istemek to be out for blood, want blood revenge. işeme hematuria. a kan! Blood for blood!/Death to the murderer! a kan istemek to want blood revenge. ı kanla yıkamak to exact blood revenge. kardeşi blood brother. kaybetmek to lose blood. kaybı loss of blood. ı kaynamak 1. to be full of beans, be full of pep. 2. /a/ to feel a sudden rush of affection for (someone). ları kaynaşmak to come to like each other very quickly, become good friends in no time. kesici styptic, hemostatic. kırmızı blood-red, crimson. ı kurumak to be exasperated. ını kurutmak /ın/ to exasperate, vex. kusmak 1. to vomit blood. 2. to be extremely pained or grieved. kusturmak /a/ to oppress unmercifully. kusup kızılcık şerbeti içtim demek to hide one´s sufferings from others. lekesi blood stain. merkezi blood transfusion center. muayenesi law blood test (to determine paternity). nakli blood transfusion. olmak for murder to take place. (aralarında) olmak to be involved in a blood feud. ında olmak to run in the blood of, be in one´s blood. oturmak /a/ to have a subcutaneous hemorrhage. oturması subcutaneous hemorrhage. ıyla ödemek /ı/ to pay with one´s life (for). ı pahasına at the cost of one´s life. pıhtılaşması blood coagulation. portakalı blood orange. revan içinde 1. bleeding profusely. 2. covered with blood. ı sıcak outgoing, friendly, warm, sociable. ı soğuk unsociable, reserved, cold. ı sulanmak to get anemia. a susamak to thirst for blood. ına susamak 1. to court death. 2. /ın/ to thirst for (someone´s) blood. a susamış bloodthirsty. şekeri blood sugar. tahlili blood analysis. ter içinde dripping with sweat. ter içinde kalmak to be soaked with sweat. testi blood test. toplanması blood blister. tutmak /ı/ 1. to faint at the sight of blood. 2. to be unnerved and unable to flee (after committing a murder). 3. to die suddenly and unexpectedly. tükürme spitting of blood, hemoptysis. verme blood transfusion. vermek /a/ 1. to give a blood transfusion (to). 2. to donate blood (to a blood bank). yutmak to suffer a lot, endure much suffering. yüzüne çıkmak to get angry, blow one´s top. zehirlenmesi blood poisoning.
Turkish - German Dictionary

kan ağlamak

(Turkish - German Dictionary) :
bitterlich weinen.