LİKİDİTE


Results for "LİKİDİTE"

Dictionary of Economics

LİKİDİTE TERCİHİ

(Dictionary of Economics) :
Bireylerin ve firmaların işlem ve ithiyat güdüleri dışında, piyasa hareketlerinden ve fırsatlardan çıkar sağlamak üzere ellerine hazır satınalma gücü bekletirler. Bu spekülasyon güdüsü ile talep edilen paradır ve bu para talebi piyasa faiz oranlarındaki değişimlere son derece duyarladır. Faiz oranı yükseldikçe likidite tercihi azalırken, faiz oranı düştükçe artar. Bu durum elde tutulan paranın alternatif maliyeti ile açıklanır. Faiz oranı yüksekken elde para tutmanın alternatif maliyeti de yüksektir. Böyle bir durumda ellerindeki parayı sadece faiz gelirlerinden yararlanmak için değil, ileride faiz oranı düştüğünde daha önce ihraç edilmiş tahvil ve bono fiyatlarında kaydedilecek yükseklikten yararlanmak amacı ile plasman yapanlar çoğalmaktadır. Faiz haddi düşerken, yeni tahvil fiyatları yükseldikeç, servetin tahvil yerine para olarak tutulma arzusu da kuvvetlenmektedir. Ancak faiz oranının düşebileceği öyle bir düzey vardır ki, yani tahvil fiyatları o kadar yükselmiştir ki, artık spekülatif (atıl) para talebi tam esneklik kazanmıştır. Bu duruma Keynes Likidite Tuzağı adı verilir. (Ayrıca bk. Likidite Tuzağı)
Dictionary of Economics

LİKİDİTE TERCİHİ

(Dictionary of Economics) :
Kişilerin ve firmaların kaynakları istedikleri anda kullanılmak için hazır para halinde tutma eğilimidir.
Dictionary of Economics

LİKİDİTE TUZAĞI

(Dictionary of Economics) :
Ekonomide faiz oranlarının inebileceği en düşük seviyeye inmiş olduğu ve para arzını arttırarak faiz oranlarını daha fazla düşürmenin mümkün olmadığı durum. Böyle bir durumda para arzındaki artışlar doğrudan doğruya atıl birikim şeklinde elde tutulmakta ve faiz oranı değişmemektedir. Likidite tuzağı keynes tarafından geliştirilen spekülatif para talebi kavramını açıklar. Spekülatif para talebi faiz oranlarıyla ters yönlü ilişkilidir. Keynes bu ilişkiyi tahvil fiyatları aracılığı ile açıklar. Tahvil üzerinde yazılı faiz sabit olduğuna göre, tahvil fiyatları arttığında faiz haddi fiilen düşüyor demektir. Tahvil fiyatları ne kadar yüksekse faiz oranı ne kadar düşükse halk spekülasyon güdüsüyle elinde o kadar çok para tutmak isteyecektir. Keynes faiz oranının düşebileceğine inanılan en düşük bir alt sınırın olacağını belirtir. Bu sınıra indiğinde artık daha fazla düşmesi beklenemez. Bu durumda kişiler faiz oranının tekrar yükseleceği tahvil fiyatlarının ise düşeceği beklentisi içinde olacaklarından, bütün varlıklarını likit olarak tutacaklardır. Likidite tuzağı bir ölü noktadır. Bu noktada para arzının genişlemesine, faizin en düşük seviyeye inmesine rağmen, tahvil ve bono alımları felce uğramaktadır. Ekonomi ilikidite tuzağına düşünce parasal tedbirlerle iş hayatını canlandırabilmek ve tekrar tam istihdam düzeyine yaklaşabilmek imkanı ortadan kalkmaktadır.
Dictionary of Economics

LİKİDİTE TUZAĞI

(Dictionary of Economics) :
Ekonomide faiz oranlarının en düşük olduğuna inanılan düzeyinde spekülasyon güdüsüyle para talebinin tam esnek olduğu durumdur.Faiz oranı yüksekken yani tahvil fiyatları düşükken ,spekülasyon güdüsüyle para talebi azalmaktadır.Faiz oranı düştükçe yani tahvil fiyatları arttıkça para olarak tutulmak istenir.Faiz oranının öyle bir seviyesi vardır ki bu seviyede artık atıl para talebi tam esneklik kazanır ve likidite tuzağına dütülmüt olur.