LİKİDİTE


Results for "LİKİDİTE"

Dictionary of Economics

LİKİDİTE

(Dictionary of Economics) :
Kişilerin ve firmaların ellerinde veya hesaplarında mevcut bulunan , kullanılmaya hazır satın alam gücüne likidite denilmektedir.
Dictionary of Economics

LİKİDİTE ORANI

(Dictionary of Economics) :
Bir işletmenin kısa süreli borçlarını ödeyebilme kabiliyetidir.Likidite oranı birin üzerinde ise kısa süreli borç ödeyebilme kabiliyetinin arttığını ; bire eşit ve altında ise , bu yetinin azaldığını göstermektedir.
Dictionary of Economics

LİKİDİTE TUZAĞI

(Dictionary of Economics) :
Ekonomide faiz oranlarının en düşük olduğuna inanılan düzeyinde spekülasyon güdüsüyle para talebinin tam esnek olduğu durumdur.Faiz oranı yüksekken yani tahvil fiyatları düşükken ,spekülasyon güdüsüyle para talebi azalmaktadır.Faiz oranı düştükçe yani tahvil fiyatları arttıkça para olarak tutulmak istenir.Faiz oranının öyle bir seviyesi vardır ki bu seviyede artık atıl para talebi tam esneklik kazanır ve likidite tuzağına dütülmüt olur.
Dictionary of Economics

LİKİDİTE TERCİHİ

(Dictionary of Economics) :
Kişilerin ve firmaların kaynakları istedikleri anda kullanılmak için hazır para halinde tutma eğilimidir.
Turkish - English dictionary

likidite

(Turkish - English dictionary) :
com. liquidity.