MEDH


Results for "MEDH"

Ottoman - Turkish Dictionary

MEDHUN

(Ottoman - Turkish Dictionary) :
f. Tabaklanmış deri.
Ottoman - Turkish Dictionary

MEDHUR

(Ottoman - Turkish Dictionary) :
Uzaklaştırılmış veya kovulmuş olan. Tardedilmiş olan.
Ottoman - Turkish Dictionary

MEDHUŞ

(Ottoman - Turkish Dictionary) :
Dehşete uğramış. Şaşırmış. Korkmuş.
Ottoman - Turkish Dictionary

MEDHUŞÂNE

(Ottoman - Turkish Dictionary) :
Ürkmüş gibi. Ürkmüş bir hâlde.
Islamic Glossary

MEDH

(Islamic Glossary) :
Övme, iyi taraflarını anlatma; bir kimse hakkında iyi şeyler söyleme.Medh olunmağı sevmek, insanı kör ve sağır eder. Kabâhatlerini, kusurlarını görmezolur. Doğru sözleri, kendisine yapılan nasîhatları işitmez olur. (Hadîs-i şerîf-Berîka)Şâyet biriniz diğerini mutlaka medh edecek olursa; "Öyle sanırım ki, o şöyle iyidir,böyle iyidir..." desin ve bu sözü de medh ettiği adamda, bu sıfatların bulunduğunuzannederek söylesin. (Hadîs-i şerîf-Riyâz-üs-Sâlihîn)Kalb hastalıklarından biri de medh ve senâ olunmağı sevmektir. Medh olunmağı sevmeninsebebi, insanın kendini beğenmesi, yüksek, iyi sanmasıdır. Medh olunmak, böyle kimseye tatlıgelir. Bunun hakîkî üstünlük, iyilik olmadığını, olsa da geçici olduğun u düşünmelidir.(Muhammed Hâdimî)Oğlum! Kaş göz işâretleri ile, hiç kimseyi küçük düşürecek hareketlerde bulunma!Başkasının yanında kendini veyâ âileni medhetme! (Lokman Hakîm)Sizde olmayan meziyetlerle sizi medheden kimsenin, bir gün, sizde olmayan kötülüklerlekötüleyeceğini de unutmayınız. (İmâm-ı Ahmed bin Hanbel)