MİL
MİLLİ GELİR
(Dictionary of Economics) :
Ulusal ekonomide mal ve hizmet üretimine katılan faktörlerin, bunun karşılığında aldıkları payların toplam parasal değeri. Milli gelir, belli bir dönem (genellikle bir yıl) içindeki toplam mal v ehizmet üretiminin parasal değeri ya da amortismanlar (sabit sermaye tüketimi) için gerekli pay ayrıldıktan sonra geriye kalan gelirlerin toplamı şeklinde olmak üzere başlıca iki yoldan hesaplanır. Milli geliri gayri safi milli hasıladan yola çıkarak hesaplayabilmek için GSMHdan amortismanlar ve dolaylı vergiler çıkartılır. Böylece hesaplanan faktör fiyatlarıyla milli gelir belirli bir dönemde elde edilen ücret, maaş, kar, faiz temettü, kira vb. gibi gelirlerin toplamını belirtir. GSMHdan sadece amortismanların düşülmesiyle elde edilen değer ise alıcı fiyatlarıyla milli gelir olarak adlandırılır.
MİLLİ KORUMA KANUNU
(Dictionary of Economics) :
Türkiyede 26 Ocak 1940 tarihinde çıkartılan ve hükümete olağanüstü hallerde ulusal ekonomi ve savunmayla ilgili önlemler alma görevi ve yetkisini veren yasa. II. Dünya Savaşının çıkarttığı tehlikelere karşı, hükümetin çalışmalarını kolaylaştırmak amacıyla çıkartılmıştır. Bakanlar Kurulunun 16 Eylül 1960 tarihli kararıyla uygulamadan kaldırılarak askıya alınmış olması, resmen yürürlükten kaldırma anlamına gelmediğinden, gerek duyuluduğunda yeniden uygulamaya konulabilir. Yasanın uygulandığı dönemde Bakanlar Kurulu 6. maddenin verdiği, halkın ve ulusal savunmanın gereksinimlerini sağlamaya yönelik ticari ve sınai kurumlar oluşturma yetkisine dayanarak 1941de Petrol Ofisini, 1952de Et-Balık Kurumunu kurdu. Milli Koruma Kanununun getirdiği kararname türü ile hükümetin yetki alanı genişlemiş, hükümet iktisat, ticaret, çalışma, üretim, tüketim gibi konularda normal zamanlarda sözü edilmeyecek derecede geniş bir hareket serbestliği kazanmıştır.
MİLLİLEŞTİRME
(Dictionary of Economics) :
Özel girişimcilerin elinde bulunan doğal kaynak, hizmet ve kuruluşların siyasal, toplumsal ya da ekonomik nedenlerle ulus adına devlete geçirilerek amu yararına göre düzenlemesi. Ulusallaştırma olarak da bilinen bu kavram daha dar anlamda ulusal bir nitelik kazandırmak üzere yabancı iktiadi kuruluşlara el koymak anlamına da gelir. Benzer bir kavram olan devletleştirmeden farkı; devletleştirmede özel nitelikteki kuruluşların kamu yararı amacıyla devlet mülkiyetine geçirilmesi söz konusu iken millileştirmede özel niteliğini yitiren girişime devletten ayrı bir tüzel kişilik ve idari ya da teknik ve ekonomik özerklik verilmesidir. Millileştirme ilke olarak bir yasama işlemiyle yapılmakta (...) (Orijinal Kitapta Hata Var.)
ÖLÇEK EKONOMİLERİ
(Dictionary of Economics) :
Bir firma ya da sanayi dalında tesisleri genişleterek, üretim hacmini veya üretim fonksiyonunu değiştireerek, teknolojik yenilikler getirerek veya dış çevrede meydana gelen maliyet düşürücü faktörlerden yararlanılarak prodüktivitenin arttırılması, diğer bir deyişle maliyet masraflarının düşürülmesi yoluyla elde edilen kazançlar. Kısaca geniş çaplı üretimin sağlamış olduğu tasarruflar olarak da tanımlanan ölçek ekonomileri, içsel ekonomiler ve dışsal ekonomiler olarak ikiye ayrılırı. Eğer ölçek ekonomileri firmaların içinde veya o firmanın bulunduğu sanayi dalında meydana geliyorsa, bu ekonomileri içsel ölçek ekonomileri olarak adlandırılır. İçsel ekonomiler firmaların büyümek, yani daha çok üretmek yoluyla emek ve teçhizatı daha verimli kullanmalarını, pazarlama ve yönetim masraflarını azaltmalarını ifade eder.Dışsal ekonomiler ise, firmaların birbirlerinden bağımsız olarak aldığı kararlarla diğerlerinin giderlerinde oluşturdukları azaltıcı etkileri ifade etmektedir. Sanayiler arasında girdi-çıktı akımlarının doğurduğu dolaysız ilişkiler, firmalar veya sanayiler arasındaki arabağlılık sebebiyle birbirlerini etkilemekte ve dışsal ekonomilerin yanında dışsal eksi ekonomilerinin de (Diseconomies) ortaya çıkmasına yol açmaktadır. Dışsal ekonomiler, kısaca, bir üreticinin diğer bir üreticiye yapmış olduğu karşılıksız yararlar olarak tanımlanırken, dışsal eksi ekonomiler bir üreticinin diğer üreticinin verimliliğinde oluşturmuş olduğu kayıplar olarak ifade edilebilir.Dışsal ekonomiler, piyasa dışı dışsal ekonomiler ve piyasa dışsal ekonomiler olarak iki grupta incelenmektedir. Piyasa dışı dışsal ekonomiler; yine iki gruba ayrılmaktadır. a) Teknolojik Dışsal Ekonomiler, b) Dinamik Dışsal Ekonomiler; üreticilerin üretim fonksiyonları arasında piyasaya bağlı olmayarak meydana gelen yararlardır. Ekonomide piyasa dışında en son teknolojik gelişmelerin, yönetim sürecindeki yeniliklerin, iyi nitelikteki yönetici ve kalifiye işçilerin oluşturulması sonucu üreticilerin sağladığı yararlar ise dinamik dışsal ekonomiler olarak adlandırılır. Piyasa dışsal ekonomileri, üreticiler arasında piyasa aracılığıyla sağlanan dışsal ekonomileri ifade eder. Bunlar piyasadaki arz ve talep koşullarına bağlı olarak fiyatlarda meydana gelen değişmeler sonucu ortaya çıkmaktadır.
ÖLÇEK EKONOMİLERİ HİPOTEZİ
(Dictionary of Economics) :
Dış ticarete ilişkin olan ve iç pazarı geniş ülkelerin büyük ölçekli birimlerde üretilen malları ihraç edeceğini ileri süren bir hipotez. Söz konusu üretim birimlerinde üretim artan verim koşullarına tabi olup, üretim hacmi genişledikçe maliyetler düşer. Diğer yandan iç pazarı dar ülkeler maliyetin üretim ölçeği büyüdükçe azaldığı mallarda üstünlük sağlamaz ve uzmanlaşamazlar.