PİYASA


Results for "PİYASA"

Dictionary of Economics

PİYASA

(Dictionary of Economics) :
Talep ettikleri mal ve senetler karşılığında para vermek isteyen alıcılarla para karşılığında mal ve hizmet sunmak isteyen satıcıların buluştukları yer. Bu anlamda piyasanın herhangi sokakta, bir meydanda veya binada yer alması zorunlu değildir. Böyle olabilir, ancak olmayabilir de. Herhangi bir malın alıcısı veya satıcı telefon ya da telsiz aracılığıyla kolaylıkla birbirleriyle ilişki kurabiliyor ve anlaşabiliyorlarsa böyle bir malın piyasasının varlığından söz edilebilir. Piyasalar alıcı satıcıların durumlarına bağlı olarak çeşitli şekillerde gruplandırılabilir. Bazı piyasalarda alıcılar da, satıcılar da çok sayıda olabilir ve bunların her biri piyasada oluşan fiyatı geri almak durumundadır. Alıcı ve satıcıların fiyatları etkileyemedikleri bu tür piyasalarda tam rekabet piyasaları adı verilir. Tek satıcının fiyatı ve satış koşullarını sağladığı ve alıcıların bunları kabullenmek zorunda oldukları piyasalara monopol yani satıcı tekeli, satıcının çok alıcının ise tek olduğu ve alıcının koşulları saptadığı piyasalara monopson, alıcı tekeli adı verilir. Bunlar dışında rekabetin şu veya bu açıdan aksaması ile ortaya çeşitli eksik rekabet piyasaları çıkarken, büyük firmalar arası rekabetin çeşitlerini içeren tekelci rekabet piyasaları söz konusu olabilir.
Dictionary of Economics

PİYASA

(Dictionary of Economics) :
Bir malın alıcı ve satıcısının buluştukları yerdir. Burada para vererek mal ve hizmet talebinde bulunan alıcılar ile, para karşılığı mal ve hizmet sunan satıcılar birbirleriyle kolaylıkla ilişki kurabilirler.
Turkish - English dictionary

piyasa

(Turkish - English dictionary) :
1. market (trade in or demand for a specified thing). 2. the market, buying and selling, trading. 3. the market price. 4. strolling, promenading. 5. public, public places: Birkaç gün piyasada görünme! Stay out of sight for a few days! Ali piyasadan kayboldu. Ali´s gone underground./Ali´s disappeared. ya çıkmak 1. (for something) to come on the market. 2. to go out for a promenade, go out for a stroll. ya düşmek 1. (for something) to be plentiful, be available everywhere, be on the market in large quantities. 2. (for a woman) to start to lead a (sexually) promiscuous life. etmek to promenade, stroll about.
Dictionary of Economics

PİYASA ANALİZİ

(Dictionary of Economics) :
Bir malın nerede, kimlere, ne zaman ve ne miktarda satma olanağının olabileceğinin araştırılması. Pazarlamanın hazırlık safhası olan piyasa analizinin vereceği sonuçlara göre pazarlama stratejisi oluşturur. Piyasa analizlerinde geçmiş yıllara ilişkin verirler, büyüme senoryaları, ekonominin öngörülen büyüme hızı, piyasa istihbaratı, piyasa testleri, zaman sergileri analizi gibi araçlardan yararlanılır.
Dictionary of Economics

PİYASA ARZI

(Dictionary of Economics) :
Piyasadaki bütün satıcılar tarafından gerçekleştirilen mal ve hizmet arzıdır.