PİYASA


Results for "PİYASA"

Dictionary of Economics

BORSAYA PARALEL PİYASA YA DA ÜÇÜNCÜ PİYASA

(Dictionary of Economics) :
Yeni bir piyasa örgütlenmesidir. 1961den sonra hisse senedi ve tahvillerde görülmüştür. Burada borsada kota edilmiş senetler, borsa rayici üzerinden alınır, satılır.
Dictionary of Economics

EMEK PİYASASI

(Dictionary of Economics) :
Emek gücünün alınıp satıldığı piyasa. Kapitalizmin ortaya çıkışındansonra tarımın itmesi sonucu kentlerde emek gücünden başka satacak bir şeyi olmayan insan yığınları oluştu. Bunlar işçi sınıfını meydana getirdiler. Bu süreç emek gücünün metalaşmasına neden oldu. Emek gücü, herhangi bir mal gibi alınıp satılan ve değeri arzına ve talebine göre değişen bir mala dönüştü. Böylece emek piyasaları ortaya çıktı. Bu piyasalar önceleri serbest rekabet piyasalarına benziyordu. GÜnümüzde ise işçi ve işveren sendikalarının kurulmasıyla daha çok bilateral monopola (iki yanlı tekel) benzemektedirler. Gerek iki tarafın sendikalarının varlığı ve gerekse devletlerin bu piyasalara ilişkin birçok yasal düzenlemesi (asgari ücret yasası gibi) ile yoğun müdahaleye tabi piyasalardır.
Dictionary of Economics

FAKTÖR PİYASASI

(Dictionary of Economics) :
Üretim faktörlerinin fiyatlandığı piyasadır. Üretim faaliyetine girişen firmalar üretim faktörlerini faktör piyasasından bir bedel karşılığı elde ederler. Bu bedel faktörlerin fiyatıdır. Fiyat açısından bakılınca gerek malların, gerek faktörlerin fiyatlanması arasında bir fark yoktur. Ancak taşıdıkları özellikler bakımından mal piyasasında ve faktör piyasasında ortaya çıkan fiyatların ayrı ayrı incelenmesi gerekir.
Dictionary of Economics

PARA PİYASASI

(Dictionary of Economics) :
Parayla ilgili kısa vadeli arz ve talep ihtiyacının karşılandığı piyasa. Bu piyasa arz ve talep eden kişilerden bağımsızdır. Bu piyasada vadesi 1 yıldan az menkul kıymetler el değiştirir. Para piyasası araçları şunlardır; Hazine bonosu, devlet tahvili, mevduat sertifikası, finansman bonosu, banka kabulü, repo (geri satın alma sözleşmesi) para pazarı fonları.
Dictionary of Economics

PİYASA

(Dictionary of Economics) :
Talep ettikleri mal ve senetler karşılığında para vermek isteyen alıcılarla para karşılığında mal ve hizmet sunmak isteyen satıcıların buluştukları yer. Bu anlamda piyasanın herhangi sokakta, bir meydanda veya binada yer alması zorunlu değildir. Böyle olabilir, ancak olmayabilir de. Herhangi bir malın alıcısı veya satıcı telefon ya da telsiz aracılığıyla kolaylıkla birbirleriyle ilişki kurabiliyor ve anlaşabiliyorlarsa böyle bir malın piyasasının varlığından söz edilebilir. Piyasalar alıcı satıcıların durumlarına bağlı olarak çeşitli şekillerde gruplandırılabilir. Bazı piyasalarda alıcılar da, satıcılar da çok sayıda olabilir ve bunların her biri piyasada oluşan fiyatı geri almak durumundadır. Alıcı ve satıcıların fiyatları etkileyemedikleri bu tür piyasalarda tam rekabet piyasaları adı verilir. Tek satıcının fiyatı ve satış koşullarını sağladığı ve alıcıların bunları kabullenmek zorunda oldukları piyasalara monopol yani satıcı tekeli, satıcının çok alıcının ise tek olduğu ve alıcının koşulları saptadığı piyasalara monopson, alıcı tekeli adı verilir. Bunlar dışında rekabetin şu veya bu açıdan aksaması ile ortaya çeşitli eksik rekabet piyasaları çıkarken, büyük firmalar arası rekabetin çeşitlerini içeren tekelci rekabet piyasaları söz konusu olabilir.