TAKVA


Résultats pour "TAKVA"

Dictionnaire turc - Turquie

TAKVA

(Dictionnaire turc - Turquie) :
is. Allah'tan korkma.
Ottoman - Dictionnaire turc

LİBAS-I TAKVA

(Ottoman - Dictionnaire turc) :
Takva elbisesi. Sâlih ameller.
Ottoman - Dictionnaire turc

TAKVA

(Ottoman - Dictionnaire turc) :
Bütün günahlardan kendini korumak. Dinin yasak ettiğinden veya haram olduğunda şüphesi olan şeylerden çekinmek. (Bak: Amel-i-sâlih, İttika, Vicdan)(Takva, menhiyattan ve günahlardan içtinab etmek; ve amel-i salih emir dairesinde hareket ve hayrat kazanmaktır. Her zaman def'-i şer, celb-i nef'a racih olmakla beraber; bu tahribat ve sefahet ve cazibedar hevesat zamanında bu takva olan, def-i mefasid ve terk-i kebair üss-ül esas olup, büyük bir rüçhaniyet kesbetmiş. R.N.)(Ey muhatab olan insanlar! Havf ve reca ortasında bulunmakla, takvayı recâ ederek Rabbinize ibadet ediniz. Bu itibarla insan, ibadetine itimad etmemelidir ve daima ibadetinin artmasına çalışmalıdır. Reca mânası, sâmi' ve müşahidlere göre olursa şöyle te'vil edilecektir:Ey müşahidler! Arslanın pençesini gören adam, o pençenin iktizası olan parçalamayı arslandan ümid ve reca ettiği gibi; siz de, insanları ibadet techizatiyle mücehhez olduklarını gördüğünüzden, onlardan takvayı reca ve intizar edebilirsiniz. Ve keza, ibadetin fıtrî bir iktiza neticesi olduğuna işarettir. Takva, tabakat-ı mezkurenin ibadetlerine terettüb ettiğinden, takvanın bütün kısımlarına, mertebelerine de şamildir. Meselâ: Şirkten takva; kebairden, masivaullahdan kalbini hıfzetmekle takva; ikabdan içtinab etmekle takva; gazabdan tahaffuz etmekle takva. Demek kelimesi bu gibi mertebeleri tazammun eder. Ve keza, ibadetin ancak ihlâs ile ibadet olduğuna ve ibadetin mahzan vesile olmayıp maksud-u bizzat olduğuna; ve ibadetin sevab ve ikab için yapılmaması lüzumuna işarettir. İ.İ.)
Dream Dictionary of Phrase

TAKVA

(Dream Dictionary of Phrase) :
Bakınız; Züht ve Takva.
Glossaire islamique

TAKVÂ

(Glossaire islamique) :
Allahü teâlâdan korkarak, haramlardan (yasaklardan, günâhlardan) sakınmak. Haramadüşmemek için, şüphelilerden (haram veya helâl olduğu belli olmayan şeylerden) sakınmaya iseverâ denir. Bu bakımdan, haramlardan daha çok sakınma derecesi olan verâ da takvânınmânâsı altına girer. (Bkz. Verâ)Kur'ân-ı kerîmde meâlen buyruldu ki:Allahü teâlâ o takvâ sâhiplerini sever. (Âl-i İmrân sûresi: 76)Peygamber efendimiz sallallahü aleyhi ve sellem; "Yâ Rabbî! Bana ilim, hilm, takvâ veâfiyet ihsân eyle" duâsını çok söylerdi. Duâda geçen ilimden maksad fâideli ilim, yâni îmân,ibâdet, amel ve ahlâk bilgileridir. Hilm ise, yumuşaklık demektir. Âfiy etten murâd; dînin veîtikâdın, bozuk inançlardan, işlerden, nefsin isteklerinden, kalbin vesvese ve şüphelerinden,bedenin hastalıklarından kurtulmasıdır. (Berîka-Muhammed Hâdimî)Bütün iyiliklerin temeli takvâdır. (Hâdimî)Dünyâda felâketlerden, âhirette Cehennem'den, ateşte yanmaktan kurtulmak için iki şeylâzımdır: Emirlere sarılmak, yasaklardan sakınmak! Bu ikisinden en büyüğü, daha lüzumlusu,yasaklardan sakınmak yâni verâ ve takvâdır. (İmâm-ı Rabbânî)Verâ ve takvâyı tam yapabilmek için, mübahları lâzım olduğu kadar kullanmalı, zarûretmiktârını aşmamalıdır. Bu kadarını kullanırken de, kulluk vazîfelerini yapabilmek içinkullanmaya niyyet etmelidir. Bir insan, mübah, yâni dînin izin verdiği şeyler den, her istediğiniyapar, mübahları aşırı derecede işlerse, şüpheli şeyleri yapmağa başlar. Şüpheliler ise, haramolanlara yakındır. İnsan, bir gün harama düşebilir. (İmâm-ı Rabbânî)