YETÎM


Results for "YETÎM"

Ottoman - Turkish Dictionary

YETİME

(Ottoman - Turkish Dictionary) :
Yetim kız. * Eşsiz.
Dream Dictionary of Phrase

YETİM

(Dream Dictionary of Phrase) :
Yenim yahut öksüz kaldığını görmek hor ve hakir görülmeye, Yetim görmek, düşmanında alacağı varsa, ona galip gelip hakkını almaya, Yetimin başını okşamak yahut ona yemek yedirip himayesine aldığını görmek dünya va ahiret mutluluğuna delalet eder.
Islamic Glossary

YETÎM

(Islamic Glossary) :
Ergenliğe ulaşmadan babası ölmüş çocuk.Kur'ân-ı kerîmde meâlen buyruldu ki:Yetimlere bâliğ oldukları zaman mallarını verin. Helâli harâma değişmeyin. Kendimallarınıza katarak yemeyin. Çünkü bu büyük bir günahtır. (Nisâ sûresi: 2)Yetimlerin mallarını zulmen (haksız olarak) yiyenler, karınlarına ancak bir ateş yerlerve yakında alevli ateşe girecekler. (Nisâ sûresi: 10)Yetimin malına da yaklaşmayın. Ancak büluğ (ergenlik) çağına ulaşıp rüşdü (malınıdînin ve aklın uygun gördüğü yerlerde kullandığı) görülünceye kadar en güzel şekilde (malınıkoruyup çoğaltmak için) yaklaşabilirsiniz. Bir de ahdi (yapılan sözleşmeyi) yerine getirin.Çünkü verdiği sözden cayan (kıyâmet günü) sorumludur. (İsrâ sûresi: 34)Kim şefkat ve merhametle bir yetimin başını okşarsa, elinin dokunduğu tüylersayısınca sevâb alır. (Hadîs-i şerîf-Ahmed bin Hanbel ve Taberânî)Müslüman evlerinin en hayırlısı içinde kendisine iyi muâmele yapılan yetiminbulunduğu evdir. Müslüman evlerinin en kötüsü de kendisine haksızlık yapılan yetiminbulunduğu evdir. (Hadîs-i şerîf-İbn-i Mâce)İlâhî! Ben iki zayıfın, yetim ile kadının haklarına tecâvüz etmeyi yasaklıyorum.(Hadîs-i şerîf-Nesâî))Dul ve yetimlerin ihtiyâcına koşan, Allah yolunda cihâd edenlerle, gündüzün oruçtutup geceyi ibâdetle geçiren gibidir. (Hadîs-i şerîf-Buhârî)Yetîmi kendine yakın tut. Başını elinle okşa ve onu sofrana oturt. Böyle yaparsankalbin yumuşar ve hâcetin (ihtiyâcın) görülür. (Hadîs-i şerîf-Râmûz-ül-Ehâdîs)Her kim kıymetli günlere hürmeten bir yetimin başını okşarsa, Hak teâlâ hazretleri, oyetimin başındaki kıl sayısınca o kimseye nîmet lutfeder. (Süleymân bin Cezâ)Haksız yere yetîm malı yemek, büyük günâhlardandır. (Kutbüddîn-i İznikî)İslâm dîninde yetîmlik, büluğa (ergenlik, evlenecek yaşa gelmekle) sona erer. (İbn-i Âbidîn)
Turkish - English dictionary

yetim

(Turkish - English dictionary) :
1. fatherless child; orphan. 2. fatherless; orphan, (child) who is an orphan.
Turkish - English dictionary

yetimhane

(Turkish - English dictionary) :
orphanage.