adalet


Results for "adalet"

Ottoman - Turkish Dictionary

HADALET

(Ottoman - Turkish Dictionary) :
Baldırı ve kolu etli olma.
Dictionary of Economics

İKTİSADİ ADALET

(Dictionary of Economics) :
Kapitalist bir toplumda çeşitli sosyal gruplara (işçi, tüccar, sanayici) üretimdeki payları oranında menfaat sağlanabilmesi. İktisadi adalet tam anlamıyla ulaşılması imkansız teorik bir hedeftir. Ülkelerin gelişmişlik ve demokratiklik düzeylerine göre bu hedefe ulaşmak için çeşitli önlemler alınmaktadır. Örneğin, tüketicileri koruyan çeşitli kanuni tedbirler, tröst ve kartellerle savaş, kooperatifçiliğin teşviki gibi usuller. Buna ek olarak emek sahiplerinin sermaye sahipleri karşısında iktisadi adalet istekleri işçi sendikaları yoluyla savunulur.
Dictionary of Economics

VERGİ ADALETİ

(Dictionary of Economics) :
Bir toplumda vergi yükünün, halkın çoğunluğu tarafından haklı sayılan bir şekilde dağılması ve bunu sağlayacak prensiplerin belirlenmesidir. Vergi adaletine yön vermiş iki genel yaklaşım vardır. Bunlar, istifade yaklaşımı, diğeri de iktidar yaklaşımıdır. İstifade yaklaşımının kriteri faydadır. Bu yaklaşımda vergi adeta bir fiyat gibi kabul edilmekte ve piyasadan sağlanan özel malların fiyatı asıl onlardan sağlanan faydayı yansıtıyorsa, kamusal ve yarı kamusal mallar için ödenecek fiyatı da, (yani verginin) bunlardan sağlanacak faydaya göre saptanmaktadır. İktidar yaklaşımında ise devlet faaliyetlerinden yararlanma ölçüsü bir tarafa bırakılmakta, bu faaliyetlerin gerektirdiği harcmaları karşılaycak vergi yaükünün adil bir tarzda nasıl bölüştürüleceği hususu üzerinde durulmaktadır.
Dictionary of Economics

AET ADALET DİVANI

(Dictionary of Economics) :
Avrupa Ekonomik Topluluğu'nun hukuki sorunlarıyla ilgilenen bu organ, Roma Anlaşması'nda yer alan hükümlerin yorumlanması, uygulanması gibi nedenlerden doğabilecek sorunları hukuka uygun bir biçimde çözmek amacıyla kurulmuştur.
Islamic Glossary

ADÂLET

(Islamic Glossary) :
Her işte hakkı gözetme ve orta yolu tutma. Haklıya hakkını verme. Haksızlıktan sakınma.Zulmün zıddı, kânun önünde eşitlik.Allahü teâlâ, âyet-i kerîmelerde meâlen buyurdu ki:Ey îmân edenler! Bir millete olan öfkeniz, sizi adâletten alıkoymasın. Âdil olunuz!(Mâide sûresi: 8)Muhakkak ki Allahü teâlâ adâleti, ihsânı (iyilik yapmayı) ve akrabâya muhtac olduklarışeyleri vermeyi emreder... (Nahl sûresi: 90)Hak ve adâlet üzere bir gün hâkimlik yapmağı, bir sene devâmlı gazâ etmekten dahaçok severim. (Hadîs-i şerîf-Taberânî)Bir saat adâlet ile idârecilik yapmak, altmış sene nâfile ibâdet yapmaktan daha iyidir.(Hadîs-i şerîf-İslâm Ahlâkı)Adâlet mülkün temelidir. (Hazret-i Ömer)Adâlet üç kısımdır: a) Allahü teâlâya kulluk etmek. Bunda sâhibinin hakkını gözetmekvardır. Her insanın yaradanına karşı borçlu olduğu bu kulluk vazîfesini yerine getirmesivâcibdir. b) İnsanların hakkını gözetmek. c) Vefât eden geçmişlerin hakkını gözetmek yânionların borçlarını ödemek ve vasiyetlerini yerine getirmek. (Kınalızâde Ali Efendi)