akik


Résultats pour "akik"

Dream Dictionary of Phrase

HAK ve HAKİKAT

(Dream Dictionary of Phrase) :
Kur'an-ı Kerim'i dinleyip onu tasdik etmek, hükmünce amel işlemek ve kendine ulaşan şaşmaz doğruları benimsemek kurtuluş ve esenliğe; gerçeğe teslim olarak dünya ve ahiretini kurtarmaya, Hak ve hakikati hafife almak ve bunlardan yüz çevirmek helak sebebii olan tavır, düşünce ve davranışlara delalet eder.
Glossaire islamique

AKÎKA

(Glossaire islamique) :
Çocuk nîmetine karşılık, Allahü teâlâya şükr niyeti ile kesilen hayvan.(Çocuk doğduğunda) yedinci günü akîka hayvanı kesilir, ismi konur, saçı traş edilir.(Hadîs-i şerîf-Tirmizî, Ahmed bin Hanbel)Akîka, erkek çocuğu için iki, kız çocuğu için bir koyun kesmektir. (Hadîs-işerîf-Şir'ât-ül-İslâm)Hicretin sekizinci yılında, oğlu İbrâhim dünyâya gelince, yedinci günü Resûlullah sallallahüaleyhi ve sellem İbrâhim'in başını traş ettirip, saçının ağırlığı kadar gümüş sadaka verdi veakîka olarak iki koç kesti. Saçlarını gömdü. (İmâm-ı Kastalânî)Çocuğa yedinci günü isim koymak ve başını kazıyıp, saçının ağırlığı kadar, erkek için altınveya gümüş, kız için gümüş sadaka vermek ve erkek için iki, kız için bir akîka hayvanı kesmekmüstehâbdır. Akîka hayvanı, kurbanlık hayvan gibi olmalıdır. Son ra da kesilebilir. Hanefîmezhebinde, etleri pişmiş veya çiğ olarak, zengin, fakir herkese verilebilir. (Seyyid Alizâde)Akîka, çocukları belâlardan, hastalıklardan korur. Akîkası yapılanlar, kıyâmette anayababaya ayrı bir şefâat ederler. (Seyyid Alizâde)
Glossaire islamique

HAKÎKAT

(Glossaire islamique) :
1. Bir lafzın (sözün) asıl mânâsı.Aslan denilince, bilinen yırtıcı hayvan kastedilir, bu mânâda kullanılırsa, hakikat olur, cesurinsan mânâsında kullanılırsa, mecâz yâni hakîkî mânâsının dışında kullanılmış olur. (MollaHüsrev)2. Gerçek.Fizik ve kimyâ reaksiyonlarında maddenin yok olmadığı bugün kesin olarak bilinmektedir.Lavoisier adındaki Fransız kimyâgeri; "Kimyâ tepkimelerinde, madde gayb olmaz ve yoktanmeydana gelmez." hakîkatini tecrübe ile isbat etmiş ise de, her şeyin kimy â tepkimesi, kimyâkânunu ile yapıldığını zan ederek; "Tabiatta bir şey yaratılmaz ve hiçbir şey yok edilemez"demiştir. Bugün, yeni keşf edilen çekirdek olayları, nükleer reaksiyonlar, maddenin enerjiyedöndüğünü, yok olduğunu, Lavoisier'in aldanmış olduğunu göstermektedir. (M. Sıddîk binSaîd)Alan sensin veren sensin kılan sen,Ne verdinse odur dahi nemiz var.Hakîkat üzre anlayıp bilen sen,Ne verdinse odur dahi nemiz var.(Azîz Mahmûd Hüdâyî)3. Kötülüklerin kalbden tekellüfsüzce, zorlanmadan gitmesinin gerçekleşmesi, fenâ(Allahüteâlâdan başka her şeyi unutma) mertebesi.Tarîkat ve hakîkatten maksat, ihlâsı (her şeyi Allahü teâlânın rızâsı için yapma hâlini) eldeetmektir. (İmâm-ı Rabbânî)Şerîatin (dînin) emirlerini yapmak, tarîkatin ve hakîkatin hâllerine kavuşmak, hep nefsintezkiyesi, yâni temizlenmesi ve kalbin tasfiyesi yâni parlaması içindir. Nefs temizlenmedikçe vekalb Allahü teâlâdan başkasının sevgisinden selâmet bulmadıkça, kurtulmadıkça hakîkî îmânhâsıl olmaz, ele geçmez. Felâketlerden, azâblardan kurtulmak için, hakîkî îmâna kavuşmaklâzımdır. (İmâm-ı Rabbânî)4. Mâhiyet.Kur'ân-ı kerîmde bulunan bilgiler üç kısımdır: Bir kısmını, hiçbir kuluna bildirmemiştir.Zâtının ve sıfatlarının hakîkati ve gaybden haber vermek böyledir. İkinci kısım, yalnızpeygamberlerine bildirdiği esrâr (sırlar)dır. Üçüncü kısım bilgileri, pe ygamberine bildirmiş vebütün ümmetine bildirmesini emretmiştir. (Hâdimî)
Glossaire islamique

Hakîkat-i Câmia

(Glossaire islamique) :
Toplayıcı hakîkat. Tasavvufta kalb.İnsan, âlem-i kebîrde yâni insan dışında bulunan her şeyi kendinde topladığı için,mahlûkların en kıymetlisi olduğu gibi, hakîkat-ı câmia olan kalb de Âlem-i sagîrdeki yâniinsanda bulunan her şeyi kendinde topladığı için çok kıymetlidir. (Ahmed Fârûkî Serhendî)İnsan çeşit çeşit şeylere bağlı kaldıkça, kalbi temizlenemez. Pis kaldıkça seâdetten,mutluluktan mahrûmdur, uzaktır. Hakîkat-ı câmia denilen kalbin Allahü teâlâdan başka şeylerisevmesi, onu karartır, paslandırır. Bu pası temizlemek lâzımdır. Temizl eyicilerin en iyisi,sünnet-i seniyye-i Mustafaviyyeye (Peygamber efendimizin bildirdiklerine) uymaktır. Sünnet-iseniyyeye tâbi olmak, uymak, nefsin âdetlerini (alışkanlıklarını), kalbi karartan isteklerini yokeder. (Ahmed Fârûkî)
Glossaire islamique

Îmân-ı Hakîkî

(Glossaire islamique) :
Kalbe yerleşen, şüphe ve tereddüd karşısında hiç sarsılmayan îmân.Îmân-ı hakîkînin alâmeti, gevşeklik ve tembellik olmadan İslâmiyet'in emirlerini kolaycayapma ve yasaklarından kaçınma hâlinin hâsıl olmasıdır.Îmân-ı hakîkiye sâhib olan kimse, bütün âlem yâni dünyâdaki insanlar bir araya gelse,Allahü teâlâyı inkâr etseler, o, inkâr etmez ve kalbine aslâ şek ve şüphe gelmez. Onun îmânı,enbiyâ (peygamberler) îmânı gibidir. Böyle îmân, îmân-ı taklîdî ve îmâ n-ı istidlâlîden üstün vekıymetlidir. (Kutbüddîn-i İznîkî)Tasavvuf yolunda ilerlemekten, nefsi ve kalbi kötülüklerden ve kötü düşüncelerdentemizlemekten maksat; mânevî âfetleri (tehlikeleri) gidermek, kalbi mânevî hastalıklardankurtarmaktır. Bekara sûresindeki; " Kalblerinde hastalık vardır" meâlindeki dokuzuncu âyet-ikerîmede bildirilen hastalık tedâvî edilmedikçe îmân-ı hakîkî ele geçmez. Bu âfetler var ikenelde edilen îmân, îmânın sûretidir. (İmâm-ı Rabbânî)