akik


Risultati per "akik"

Glossario islamica

İslâm-ı Hakîkî

(Glossario islamica) :
Nefsin itminâna (Allahü teâlânın emirlerine itâate) kavuşmasından sonraki müslümanlık.Bir müslüman Allahü teâlânın ihsânı ile şerîatin (İslâmiyet'in) hakîkatine kavuşur, İslâm-ıhakîkî ile şereflenirse, peygamberlere tam uyar ve o büyüklere vâris olur. (İmâm-ı Rabbânî)Cümle âlem bir yere gelse ve Rabbini inkâr etse, İslâm-ı hakîkî sâhibi olan inkâr etmez vekalbine aslâ şek ve şüphe gelmez. (İmâm-ı Rabbânî)
Glossario islamica

Kalb-i Hakîkî

(Glossario islamica) :
Yürek denilen et parçasında bulunan mânevî kuvvet.
Glossario islamica

Matlûb-ı Hakîkî

(Glossario islamica) :
Gerçekte taleb olunacak, kavuşmak istenilecek ve gönül bağlanacak olan Allahü teâlâ.Hakîkî Matlûb.Hakîkî matlûbdan başka hiçbir şeye gönül bağlamamalı, faydası olmayan şeylerleuğraşmamalıdır. (Muhammed Ma'sûm Fârûkî)
Glossario islamica

MÜSEBBİB-İ HAKÎKÎ

(Glossario islamica) :
Bütün sebepleri yaratan Allahü teâlâ.Her varlığın hâlıkı (yaratıcısı), hâkimi (hükm edicisi), müsebbîb-i hakîkîsi Allahü teâlâdır.Allahü teâlânın her şeyi sebepsiz vâsıtasız yaratmağa gücü yeter. Fakat âdeti onları bir sebepleyaratmaktır. Meselâ bir şeye ateş dokunmadıkça yakmağı yara tmaz. Yakan, yanma işini yapanateş değildir. Oksijen de değildir. Isı da değildir. Elektron alış-verişi de değildir. Yakan yalnızMüsebbib-i hakîkî olan Allahü teâlâdır. Bunların hepsini yanmak için sebeb olarak yaratmıştır.Müsebbib-i hakîkî olan Allahü teâlâ dileseydi, her şeyi sebepsiz yaratırdı. Ateşsiz yakardı,yemeden doyururdu. Uçak olmadan uçururdu. Fakat lütf ederek, kullarına iyilik ederek, herşeyi yaratmasını bir sebebe bağladı. Belirli şeyleri belli sebeplerle yaratmağı diledi. İşl erinisebeplerin altında gizledi. Kudretini sebepler altında sakladı. (Mevlânâ Hâlid-i Bağdâdî)
Glossario islamica

ŞAKÎK

(Glossario islamica) :
Ferâiz ilminde yâni mîrâs hukûkunda ana-baba bir erkek kardeşler (Benül-a'yân). Ana-bababir kız kardeşe şakîka denir.Şakikler ve Benü'l-allât yâni yalnız baba bir kardeşler; oğul, oğul oğlu, baba ve dededen biribulunduğu zaman vâris olamazlar yâni ölüden kalan maldan alamazlar. (MuhammedMevkûfâtî)