alın
ALÎN
(Ottoman - Turkish Dictionary) :
Aleni, açık.
ALIN
(Dream Dictionary of Phrase) :
Alında görülen güzellik kişinin şeref ve değeridir. Alın kulluk ve hayırlı evlattır. Alında görülen yara ve çizik namazı kuralıyla kılmamakla, Alında görülen renk solgunluğu borçla, solgunluğun geçmesi borcun ödenmesiyle, Alnın daraldığını görmek dünyalııkta geçici sıkıntıyla, Alnın genişliği her konuda bolluk ve rahatlığa, Alından nur yayılması halkı irşad ve ilim öğretmekle, Alında görülen düz çizgi uzun ölür ve baht açıklığıyla, renkli çizgi hayırlı bir evlatla tabir edilir.
alın
(Turkish - English dictionary) :
,-lnı 1. forehead, brow. 2. mining face. ında directly facing: güneşin alnında right in the sun, in the direct sun. ı açık, yüzü ak blameless, having nothing to be ashamed of. ının akı ile honorably, with no shadow of blame. damarı çatlamak to be altogether shameless. damarı çatlamış brazenfaced. ı davul derisi unabashed, shameless. ının karayazısı his bad luck. ını karışlarım. 1. I´ll show you (used as a threat). 2. I dare you. ını karışlayayım. /ın/ colloq. He is no threat. ından öpmek /ı/ to kiss (someone) on the forehead (in admiration or gratitude). teri effort, work. teri dökmek to work hard, struggle, do one´s utmost. teriyle kazanmak /ı/ to earn by hard work. ında/ına yazılmış olmak to be one´s destiny, be one´s fate; to be preordained.
alın akı
(Turkish - German Dictionary) :
e Unbeschultenheit.
alın basma metali
(Welder Dictionary TR - Eng) :
upset metal