arı


Results for "arı"

Turkish - Turkish dictionary

ARI

(Turkish - Turkish dictionary) :
s. 1. Temiz, 2. Saf, katıksız. 3.Günahsız, masum.
Turkish - Turkish dictionary

ÂRİ

(Turkish - Turkish dictionary) :
s. 1. Boş. 2. Çıplak. 3. Hür.
Ottoman - Turkish Dictionary

ÂRÎ

(Ottoman - Turkish Dictionary) :
Hind-Avrupa dil ailesinden olan ırk veya kimse. * f. Evet.
Dream Dictionary of Phrase

ARI

(Dream Dictionary of Phrase) :
Tek arı görmek, bilgin, insanlara hayrı çok olan bir kimse ile tabir edilir. Birçok balarısı görmek, bulmak yada almak nimet ve ganimettir. Balarısını öldürmek maldan zararla, Arı beyi salih bir insanla, Birçok arı beyine sahip olmak - eğer ehilse- valiilikle, Arı kovanı kişinin eşiyle tabir edilir. Arının başa ya da ele konması yöneticiliğe, Arı görmek çiftçi için ucuzluk ve bolluğa, diğerleri için düşmanlığa, Arılar asker, arıbeyi ise onların komutanına, Arıyı öldürmek düşmanı kahretmeye, Balmumu terzi, saraç ve zanaat erbabı için hayırlı kazanca, diğer insanlar için hastalığa, Arı kovanı edinmek insan için verimli işe ve yardımcıya; devlet adamı için faydalı mülk ve hayırlı tebaya, Arıları toplu halde bir yerleşim alanına girer halde görmek oraya zararı olacak askerlere; arıların bir düzen içinde şehre girmesi - şehir biliniyorsa- düzenin avdet etmesine, - bilinmiyorsa- Müslüman askerlerin bir şehri fethetmesine, Arıların kendi aralarındaki geçimleri insanların geçimine, Eşekarısı görmek güçlü bir adama, eşek arasının bir kimseye sokması kötü bir kadın yüzünden üzüntüye düşmeye, eşekarısı tutmak ya da öldürmek hayırlı işe, eşekarılarının bir yere girmesi düşman istilasına, onları kovalamak tecavüzden emin olmaya delalet eder. Kovandaki bal kadının malı, arılar ise ondan olan çocuklardır. Arı kovanındaki peteklerin tamamını çıkarmak insanlara zulmetmeye, arılara yiyecek kadar bal bırakıp geri kalanını almak adaletli iş görmeye; Sarı arı görmek zehirli şeyleri yemeye, mimar ve mühendise, kavgacı d
Turkish - English dictionary

arı

(Turkish - English dictionary) :
bee. beyi queen bee. dalağı honeycomb. nın dikenini görüp balından el çekmek to be scared off by the difficulties involved in getting something good. gibi 1. busy as a bee. 2. busily, industriously. gibi sokmak to say biting things. kovanı beehive. kovanı gibi işlemek to hum with people, be very busy and crowded. nın yuvasına/inine kazık/çöp dürtmek to ask for trouble.