aziz


Results for "aziz"

Islamic Glossary

AZÎZ (El-Azîz)

(Islamic Glossary) :
1. Allahü teâlânın Esmâ-i hüsnâsından (güzel isimlerinden). Her zaman izzet ve şeref sâhibi.Gâlib, benzeri olmayan, büyük ve küçük her şeyin O'na şiddetle ihtiyâcı olan.Allahü teâlâ Kur'ân-ı kerîmde meâlen buyurdu ki:Bilin ki, Allahü teâlâ Azîz'dir. Hakîm'dir (hikmet sâhibidir) . (Bekara sûresi: 209)Bir kimse kırk gün ve her gün de kırk kerre el-Azîz ismi şerîfini söylerse Allahü teâlâ onayardım eder ve onu üstün kılar. Mahlûkattan hiç birine muhtaç olmaz. (Yûsuf Nebhânî)2- Kıymetli, şerefli, üstün.Allahü teâlâ Kur'ân-ı kerîmde buyuruyor ki:Ey Muhammed! De ki: Ey mülkün sâhibi olan Allah'ım! Mülkü dilediğine verirsin,dilediğinden alırsın. Dilediğini azîz kılar, dilediğini alçaltırsın. Hayır (iyilik) yalnız seninelindedir. Doğrusu Sen her şeye kâdirsin. (Âl-i İmrân sûresi: 26)Biz zelîl bir kavim idik. Allahü teâlâ bizi İslâm ile azîz eyledi. İzzeti, Allahü teâlânın biziazîz ettiği şeyden (İslâmiyet'ten) başkasında ararsak, Allahü teâlâ bizi eskisinden zelîl eder(alçaltır). (Hazret-i Ömer)Allahü teâlânın emir ve yasaklarını yerine getirirseniz azîz, getirmezseniz rezîl olursunuz.Allahü teâlânın azîz ettiği kimseyi kimse küçültemez. (Ali Rızâ)Allahü teâlâ bir kimseyi azîz etmek isterse, ona günah işletmez, küçük günahlarını saymaz,affeder. Onu Cennet'ine kor. Cemâl-i ilâhîsini görmesini nasib eder. (Abdülhakîm Arvâsî)Üç şey vardır ki müslümanları çok azîz eder: 1) Kendisine zulüm edeni affetmek, 2)Kendisine bir şey vermeyene vermek, iyilikte bulunmak, 3) Kendisini aramayanları arayıp,hallerini sormak. (Ca'fer-i Sâdık)Dünyâda azîz, âhirette kurtulmak istiyen, diline sâhib olsun. (Ca'fer-i Sâdık)
Ottoman - Turkish Dictionary

AZİZÂN

(Ottoman - Turkish Dictionary) :
f. Azizler.
Islamic Glossary

AZÎZAN

(Islamic Glossary) :
Azizler. Kelimenin sonundaki ân takısı Arabça'da ikilik, Farsça'da çokluk ifâde eder.1. "İki azîz (velî)" mânâsına İslâm âlimlerinin ve evliyânın büyüklerinden Ali Râmitenîhazretlerine verilen lakab.Bir defâsında Ali Râmitenî hazretlerinin evinde iki-üç gün yiyecek bir şey bulunmadı.Evdekiler ve misâfirler açlık sebebiyle çok üzüldüler. O sırada Ali Râmitenî hazretlerinintalebelerinden yiyecek satan bir genç ikrâm olarak bir şeyler getirdi. Bu nâzik anda gelenyiyeceklerden Ali Râmitenî hazretleri çok memnun oldu, yiyecekleri ev halkına ve misâfirlerineikrâm ettikten sonra o talebesini çağırdı ve; "Getirdiğin bu yiyecekler sıkıntılı bir ânımızdaimdâdımıza yetişti. Sen de bizden ne murâdın varsa iste. Çünkü hâcet kapısı şu anda açıktır."buyurdu. Talebe de; "Efendim ilimde ve evliyâlıkta size benzemek istiyorum." dedi. AliRâmitenî hazretleri; "Ağır bir iş arzu ettin. Bunun yükünü kaldıramazsın." buyurdu. Genç ise;"Tek murâdım evliyâlıkta aynen size benzemektir." dedi. Bunun üzerine Ali Râmitenî hazretleriona teveccüh etti, kalbini mânevî bakışlariyle temizledi Genç, Allahü teâlânın izniyle AliRâmitenî hazretlerinin derecesine kavuştu. Bu hâle kırk gün dayandı, sonra vefât e tti. Ona biranda kendi mânevî makamlarını verip kendisi gibi yaptığı için, iki azîz mânâsında kendisineAzîzân ismi verildi. (Molla Câmi, Muhammed Hânî)2. Büyükler, evliyâ.Birisiyle oturup kalbin toparlanmazsaKalbindeki dünyâ düşüncesini senden almazsaOnun ile sohbetten etmez isen teberrî (uzak durma)Sana yardıma gelmez azîzândan hiçbiri.
Turkish - Kurdish Dictionary

azize

(Turkish - Kurdish Dictionary) :
cindê.
Ottoman - Turkish Dictionary

AZİZE

(Ottoman - Turkish Dictionary) :
(Müe.) Aziz olan. * Hristiyanlıkta kadın rahib. Rahibe.