Results for "ağ"

Turkish - Spanish dictionary

ağaç

(Turkish - Spanish dictionary) :
árbol
Turkish - Kurdish Dictionary

ağaç

(Turkish - Kurdish Dictionary) :
dar.
Azerbaijani - Turkish Dictionary

ağac

(Azerbaijani - Turkish Dictionary) :
ağaç
Dream Dictionary of Phrase

AĞAÇ

(Dream Dictionary of Phrase) :
Ağacın tabiri, o ağacın cinsine, mahiyetine, faydalı ya da faydasız olma gibi özelliklerine göre yapılır Her mevsim yeşil kalan, yaprakları dökülmeyen ağaçları görmek dinde sebat etmeye, zenginliğe, uzun ömre ve rızkın devamına delalet eder. Yaprağını ddöken ağaçları görmek -ağacın cinsine göre- sevinç ya da üzüntüye; fakirlik ya da zenginliğe delalet eder. Tanınmayan ağaç endişe ve şiddetle tabir edilir. Meyveli ağaç Müslüman için salih amele, kafir için hidayet bulmaya; meyvesiz ağaç müslüman için amelsiz ilme, kendisinden fayda hasıl olmayacak kimseye, Bir ağacın altında gölgelenmek,yağmurdan dolayı ağacın altına gelmek ya da korku dolayısiyle bir ağaç altına sığınmak varlıklı ve iktidar sahibi bir kimsenin himayesine girmeye, rızka delalet eder. Ağaç dikmek bir eve damat olmakla şeref bulmaya, Ağaç üzerinde yatmak çok çocuğa, Kendini ağaç üzerinde görmek çekindiği şeyden korunmaya, Ağaç kesmek iyi değildir. Ağacın kuruması hastanın ya da kaybolmuş birinin vefatına, Kuru ağaç rızık ve hidayettir. Birtakım insanlarla bir ağaç altında bulunmak kişinin kitap ve sünnete uyduğuna, Derelerin, vadilerin ve dağların ağaçları umulmadık yerden rızıklanmaya, Bir ağaçta, o ağaca ait olmayan meyve görmek kocasından başka bir erkekten hamile kalan bir kadına, Bir ağaçtan, o ağacın meyvesi olmayan meyveleri toplamak haram mala, Ağaç üzerine çıkmak, bir kimseyi bir şeyden men etmeye, Ağaçtan inmek bir adamdan ayrılmaya, Ağaçtan düşerek bir yerini kırmak, bir işten dolayı zarar görmeye, Ağaçtan düşerek ölmek
Turkish - English dictionary

ağaç

(Turkish - English dictionary) :
1. tree. 2. wood, timber. 3. wooden. 4. post; pole. balı the sweet resin of certain fruit trees. çivi treenail, wooden peg. hamuru wood pulp. işi woodwork. kabuğu bark. kaplama wooden wainscoting. kömürü wood charcoal, charcoal. kurdu a wood-boring maggot. olmak slang to stand and wait a long time. oyma wood carving. yaş/taze iken eğilir. proverb Train a child while his mind is pliant.