Toggle navigation
Contact
English
Turkish
English
German
French
Spanish
Italian
Azerbaijani
Contains
Contains
Whole word
Begins with
Ends with
Dictionary
Search
Dictionary
×
Turkish - French Dictionary
French - Turkish dictionary
Turkish - German Dictionary
German - Turkish Dictionary
Turkish - Spanish dictionary
Spanish - Turkish Dictionary
Turkish - Kurdish Dictionary
Kurdish - Turkish dictionary
Turkish - English dictionary
English - Turkish Dictionary
Turkish - Turkish dictionary
Italian - Turkish dictionary
Ottoman - Turkish Dictionary
Azerbaijani - Turkish Dictionary
Biology Glossary
Philosophical Dictionary
Chemical Dictionary,
Psychology, Dictionary
Sociological Dictionary
Dictionary of Economics
Medicine and Hematology Glossary
Environmental Glossary
Names Dictionary
Nautical Dictionary
Meteorological Glossary
Automotive Industry Glossary
Dream Dictionary of Phrase
Islamic Glossary
Computer, Internet Glossary
Tourism Glossary
Plants Glossary
Recipes Glossary
Welder Dictionary Eng - TR
Welder Dictionary TR - Eng
balo
Results for "balo"
PİLOT BALON
(Meteorological Glossary) :
(PILOT BALOON) [i]Yerden uçuş süresinin sonuna kadar teodolit adlı izleme aletiyle yapılan gözlemlere dayanılarak yapılan hesaplamalarla balonun uçuşu boyunca tüm seviyelerdeki rüzgar hız ve yönünün belirlenmesine yarayan, hidrojen gazıyla şişirilerek havaya bırakılan küçük kauçuk balon. Yerde teodolit değerlerinden rüzgar hızının hesaplanması özel sürgülü cetvellerle yapılır.
SONDAJ BALONU
(Meteorological Glossary) :
(SOUNDING BALLOON) [i]Atmosferin değişik seviyelerindeki sıcaklık, basınç ve nem gibi fiziksel özelliklerini ölçmek veya atmosferi keşfetmek amacıyla, şişirilmiş ve atmosfer içerisinde serbest olarak yükselebilen bir balon ile ucuna bağlanmış bir dizi otomatik ölçüm aletinden oluşan meteorolojik alet. Bu kavramın yerine günümüzde radyosonde kelimesi kullanılmaktadır.
abalone
(English - Turkish Dictionary) :
i., zool. abalon (bir deniz kabuklusu), Haliotis.
baloney
(English - Turkish Dictionary) :
i. 1. bir cins salam. 2. k. dili saçma, zırva, fasa fiso.
hullabaloo
(English - Turkish Dictionary) :
i. gürültü; hayhuy; velvele; patırtı.
««
«
2
3
4
5
6
7
8
9
»
»»
Hidden div
Last Searched Words
öncü
urchin
KEZMAZİC (KEZMÂZİL)
ASABİYY-ÜL-MİZAC
giriş
satiate
executor
ideal attenuator
Vogelscheuche
delikanlılık
amyocardia
hinterland
Keyword Searches
ılık (73809k)
çüş (63598k)
açık (50553k)
HÂDİS (38138k)
balık (35869k)
İNDÎ (34141k)
çatı (33276k)
credit an amount to s.o.´s account (32809k)
necesen (32671k)
hasır (32043k)
hercai (30637k)
PÜRYAN (28112k)
All Dictionaries
Turkish - French Dictionary
French - Turkish dictionary
Turkish - German Dictionary
German - Turkish Dictionary
Turkish - Spanish dictionary
Spanish - Turkish Dictionary
Turkish - Kurdish Dictionary
Kurdish - Turkish dictionary
Turkish - English dictionary
English - Turkish Dictionary
Turkish - Turkish dictionary
Italian - Turkish dictionary
Ottoman - Turkish Dictionary
Azerbaijani - Turkish Dictionary
Biology Glossary
Philosophical Dictionary
Chemical Dictionary,
Psychology, Dictionary
Sociological Dictionary
Dictionary of Economics
Medicine and Hematology Glossary
Environmental Glossary
Names Dictionary
Nautical Dictionary
Meteorological Glossary
Automotive Industry Glossary
Dream Dictionary of Phrase
Islamic Glossary
Computer, Internet Glossary
Tourism Glossary
Plants Glossary
Recipes Glossary
Welder Dictionary Eng - TR
Welder Dictionary TR - Eng
All Dictionaries