batı


Résultats pour "batı"

Ottoman - Dictionnaire turc

HAŞÂ-İ BATIN

(Ottoman - Dictionnaire turc) :
Bağırsaklar.
Ottoman - Dictionnaire turc

HAVASS-I (HAMSE-İ) BÂTINA

(Ottoman - Dictionnaire turc) :
Kalbe bağlı beş duyğu: Hiss-i müşterek (hayâl kuvveti), müdrike (akıl), vehim (vâhime), hâfıza, mutasarrıfa (meydana getirici hayal kuvveti).
Ottoman - Dictionnaire turc

İ'TİKADÂT-I BÂTILA

(Ottoman - Dictionnaire turc) :
Bâtıl, hak olmayan, asılsız şeylere inanışlar.
Ottoman - Dictionnaire turc

İNZİBATÎ

(Ottoman - Dictionnaire turc) :
Emniyet ve asâyişe dair. İnzibata müteallik. İnzibatla alâkalı.
Ottoman - Dictionnaire turc

İSBATİYECİLİK

(Ottoman - Dictionnaire turc) :
(Fr: Pozitivizm) Fls: Bu felsefe nazariyesine göre, isbat yolu ile yakîn, şüphesiz bilginin elde edilebilmesi, tecrübelerle müşahadelerle ve vakıalara istinaden mümkün olacağı iddia edilir. İsbat şeklini ve sahasını daraltıp sadece maddiyata münhasır kılan bu anlayış yalnız maddiyata ait mes'eleler için doğrudur.(Bir şeyden uzak olan bir kimse yakın olan adam kadar o şeyi göremez. Ne kadar zeki olursa olsun, o şeyin ahvali hakkında ihtilâfları olduğu zaman yakın olanın sözü muteberdir. Binaenaleyh Avrupa feylesofları maddiyatta şiddet-i tevaggulden dolayı imân, İslâm ve Kur'ân'ın hakaikından pek uzak mesafelerde kalmışlardır. Onların en büyüğü yakından hakaik-ı İslâmiyeye vukufu olan âmi bir adam gibi de değildir. Ben böyle gördüm, nefs-ül emir de benim gördüğümü tasdik eder. Binaenaleyh şimşek, buhar gibi fenni meseleleri keşfeden feylesoflar Hakk'ın esrarını Kur'ân nurlarını da keşfedebilir diyemezsin. Zira, onun aklı gözündedir. Göz, kalb ve ruhun gördüklerini göremez. Çünkü kalblerinde can kalmamıştır. Gaflet o kalbleri tabiat bataklığında çürütmüştür. M.N.) (Bak: Rasyonalizm)