bok


Results for "bok"

Kurdish - Turkish dictionary

lêbok

(Kurdish - Turkish dictionary) :
dalkavuk, yaltakçı.
Kurdish - Turkish dictionary

lêbokî kirin

(Kurdish - Turkish dictionary) :
yaltaklanmak.
Environmental Glossary

KARBOKSİHEMEGLOBİN

(Environmental Glossary) :
[ COHb = Carboxyhaemoglobin ] Kanda oksijen taşıyan hemoglobin pigmentinin karbon monoksit ile birleştiğinde oluşturduğu bileşik. Bu madde, oksijen taşınımını engelleyip, ölüme yol açar.
Dream Dictionary of Phrase

BOKBÖCEĞÜ

(Dream Dictionary of Phrase) :
Ahlaksız kimselere, adi himmete, kötü nefse, kötüleri çoğaltan ve kötülütlere çanak tutan insanlara delalet eder.
Turkish - English dictionary

bok

(Turkish - English dictionary) :
,-ku vulg. 1. dung, feces, excrement, ordure. 2. *shit, crap. 3. worthless, bad. 4. a mess. 5. mining scoria, dross. tan (künet) rubbishy, worthless, bad. atmak/bulaştırmak/sürmek /a/ to slander, throw mud on, muddy. a basmak to get into a mess. u bokuna in vain, for nothing. unda boklavat/boncuk bulmak/bokunda inci aramak /ın/ to overestimate, praise undeservedly. unu çıkarmak/ın/, bok etmek /ı/ to spoil. u çıkmak /ın/ (for the ugly side of a thing) to come to light, be discovered. karıştırmak to try to spoil something. püsür 1. rubbish. 2. details. un soyu/bok soyu 1. *shit, bastard, SOB; bitch. 2. *shitty, *fucking. unu temizlemek /ın/ to clean up the mess (another) has caused. yedi başı meddler. yemek to say or do something wrong, blunder, put one´s foot in it. yemek düşmek /a/ to have no right to a say. yemenin Arapçası a major blunder. yoluna gitmek to lose one´s life for nothing.