borç


Results for "borç"

Turkish - Kurdish Dictionary

borçlu

(Turkish - Kurdish Dictionary) :
deyndar.
Turkish - Turkish dictionary

BORÇ

(Turkish - Turkish dictionary) :
is 1. Geri verilmek üzere alınmış şey, ödünç. 2. Bir kimseye karşı bir şeyi yerine getirme gerekliliği: Vatan borcu.
Ottoman - Turkish Dictionary

BORÇ

(Ottoman - Turkish Dictionary) :
Geri verilmek niyetiyle ihtiyaç sahiplerine verilen para. Müslümanlıkta faizle borç vermek haramdır, günahtır. Borcunu ödiyemiyecek durumda onların borçlarını bağışlamak veya sonraya bırakmak sevaptır. Borcunu ödeyebilecek durumda olanlar da borçlarını zamanında ödemelidirler. Ödeyemiyecek olanlar da zamanından önce alacaklıya durumlarını bildirmelidir ki, o da işlerini ona göre ayarlasın. İslâm'da devletin vazifelerinden biri de borçlulara yardımcı olmaktır.
Dictionary of Economics

BORÇ

(Dictionary of Economics) :
Bir kişi ya da kuruluşun, başka kişi ya da kuruluşlara karşı ödeme yükümlülüğü altında bulunması hali. Ödeme yükümlülüğü, şartlara uygun olarak yerine getirilirse borç ortadan kalkar.
Dictionary of Economics

BORÇ İDARESİ

(Dictionary of Economics) :
Devlet borcunun alınması, ödenmesi ve bunlarla ilgili kararların tümüdür. Devlet borcu yalnızca devletin ödemelerinde sıkıştığı zaman başvurulan bir finansman yöntemi değildir. Devlet aldığı borcun miktarı ve ödeme biçimi ile ekonomide önemli etkiler yaratır. Sözgelimi, devlet açıklarını kapatmak için büyük miktarda borçlanırsa, özel kesimin yatırım fonu kaynaklarını küçültebilir. Dolayısıyla borç idaresi bir iktisat politikası aracı olarak görülmelidir.