but


Results for "but"

Philosophical Dictionary

Bütünlük.

(Philosophical Dictionary) :
(Os. Külliyet, Fr. Totalite, Al. Totalitaet, İng. Totality, İt. Totalita). Parçaları birbirlerine bağlı olan birlik... alman düşünürü Immanuel Kant'ın teklikle çokluğun bireşimi, ruhbilimci Paulhan'ın ruhsal öğelerin çağrışımlarla toplaşması saydığı bütünlük, eytişimsel anlayışta evrensel bağlantı (Os. Cihanşümul irtibat, Fr. Connexion generale) olarak tanımlanır. Evren, parçaları çeşitli biçimlerde birbirine bağlı olan bir bütündür. Örneğin bir elma, elma ağacının değil, bütün bir doğanın ürünüdür. Evrensel bağımlılık, insan bilincinden bağımsız ve nesnel bir bağımlılıktır. özdeğin birliğini dilegetiren bu bütünlük anlayışı, karşılıklı etkileri içinde bilim-felsefe bütünlüğünü de gerektirmiştir. bkz. Eytişimsel Özdekçilik, Marksçılık.
Sociological Dictionary

BÜTÜN GÖRÜŞ [İng. Wholism]:

(Sociological Dictionary) :
Topluma işleyen bir bütün, dönem bir çark anlayışı ile yaklaşarak, parça ve parçalar ile bütün arasındaki ilişkinin gözününde tutulmasını savunan görüştür. Aileyi toplumla, ferdi içinde bulunduğu sosyal grupla açıklamak gerekir. Bütüncü görüş sayesinde farklı sosyal bilimlerde tahlil ve değerlendirmelerde yanılma payı azaltılmış olur. Bütünü değerlendirdikten sonra parçalara inmek (Sezal, i. 1981, Goodman, N. 1992) ve parçalarla bütün arasında ilişkiler kurmak ilmî bir ihtiyaçtır.
Sociological Dictionary

NORMAL DAĞILIM EĞRİSİ [İng. Normal Distribution Cu

(Sociological Dictionary) :
Tabiattaki varlıklar, pek çok özellik bakımında, ortalama etrafında kümelenmekte, ortalamadan uzaklaştıkça gözlenebilen sayılar da azalmaktadır. İhtimal hesaplarına dayalı gözlemlerin çok olduğu oranda gerçekleşme ihtimalinin arttığı kabul edilen, kuramsal bir dağılım geliştirilmiş ve adına da "normal dağılım eğrisi" denmiştir. Bu eğrinin oluşturduğu dağılım eğrisi" denmiştir. Bu eğrinin oluşturduğu dağılım, orta eksen etrafında simetrik; ortalam, ortanca (medyan) ve tepedeğeri aynı; iki uçta sürekliliği koruyan; ortalamadan uzaklaştıkça tabana yaklaşan özelliktedir.Normal dağılım eğrisinin altında kalan gözlemlerin tümü bir bütün (1.0) kabul edilir. Bu alanda herhangi bir dilimin içinde ya da belli bir kesitinin altında ve üstünde, bütünün, yüzde ne kadarını meydana getireceği bellidir.Ancak, her ortalama ve standart sapma ikilisi için ayrı bir normal dağılım çizilebilmesi nedeniyle, dağılımlar arası karşılaştırmalar güçleşmektedir. (Karasar, N., 1994)
Sociological Dictionary

SOSYAL BÜTÜNLEME [İng. Social Integration]:

(Sociological Dictionary) :
Sosyal bütünleme, fertlerin ve sosyal grupların dünya görüşleri arasındaki farkların toplumdaki milli kültürden asgari seviyede inhiraf (sapma) etmesidir. Sosyal gruplar arasındaki sosyal mesafenin toplumun işleyen bütünü aksatmaması haline de sosyal bütünleme denebilir.Bir baka ifade ile toplumdaki her bir sosyal grubun kendi hakkında vardığı şuurun veya şuur yoğunluğunun toplumdaki bütünleşmeyi bozmayacak seviyede olmasıdır. Sosyal bütünleşme, hem farklılaşma, hem de bütünlemeyi kapsadığından bütünleşmeyi daha ziyade cemiyet (Bkz. Cemiyet) tipi bir teşkilâtlanmada aramak daha anlamlı olabilir. Bu bakımdan, cemaat (Bkz. Cemaat) gibi yeknesak, bölümü ve ihtisaslamanın yetersiz oluğu yapılarda kendiliğinden var olan bütünleşme ile aynı değildir. Sosyal bütünleşmede farklı sınıf, tabaka,meslek, parti, menfaat grubu,baskı grubu ve benzerlerinin farklılıklarını kavramaları kadar, topluma dahil olma şuurunu hissetmeleri ile gerçekleebilir. Sosyal bütünleşme statik, zora dayalı bir denge hali değildir.O, toplumda geniş seviyeli bir mutabakatlar zemininden güç alır.Sosyal bütünleşmeye sistem bütünleşmesi veya normatif bütünlere adı da verilebilmektedir. Sosyal bütünleşme asgari müştereklerde iştirak hali ve mensubiyet şuurunun hissedilmesi gerekmektedir.Kültür, sosal bütünleşmenin çimentosudur. Kültürel anlamda bütünleşmede üç süreçten bahsedilebilir: Takdim, kabul, bütünleme. (entegrasyon)Sosyal bütünleşme, ekonomik kalkınma için temel şartlardan birisidir. Gelişme ve büyüme sosyal bütünleşme ile desteklenemiyorsa, insanlar tasada kıvançta ve kaderde bir olma, aynı millete mensup olma, aynı kültürel değerleri ve sembolleri paylaşamama halinde, bütünleşme anlamlı kılınamaz.(Chino, E., 1965, International Encyclopedia of the Social Scîences, V.7 1968, Horton, P.B. Hant, C.L., 1964,Merill and Eldridge, 1952, Caplow, T., 1965, Holton, R. J., 1992)
Dictionary of Economics

AÇIK BÜTÇE POLİTİKASI

(Dictionary of Economics) :
(Bk. Açık Finansman, Denk Bütçe Çarpan Teoremi, Bütçe Açığı)