canlı


Results for "canlı"

Turkish - English dictionary

çanlı

(Turkish - English dictionary) :
furnished with a bell or gong. şamandıra bell buoy.
Philosophical Dictionary

Canlı Özdekçilik.

(Philosophical Dictionary) :
(Os. Heyulâ-yi hayvaniyye, Fr. Hylozoisme, Al. Hylozoismus, İng. Hylozoism, İt. Ilozoismo). Özdeği kendiliğinden canlı sayan öğreti... Antik çağ Yunan düşüncesinin ilk düşünürleri Thales, Anaksimandros ve Anaksimenes özdeği (madde) kendiliğinden canlı saydıklarından ötürü bilimsel bir doğrultuda bulunmaktadırlar. Ancak bu onlar için doğal bir şeydi ve cansızlık kavramı henüz belirmemiş bulunuyordu. Thales'e göre her şeyin anası, kökü, ilki (arşe) su özdeğiydi. Su özdeği öylesine canlıydı ki her şey ondan türüyor ve oluşuyordu. Anaksimandros bu ilki, sınırsız ve belirsiz bir canlı özdek olarak niteledi. Ana özdeğin canlı olması gerektiğinin bilincine varmış bulunan ilk düşünür Anaksimenes'tir. Anaksimenes böylelikle cansızlık düşüncesini de uyandırmış olmaktadır... Stoacılar da bu anlamda canlı özdekçidirler, çünkü doğayı canlı sayarlar... Leibniz'in monatları da birer canlı özdektir. bkz. Can ve Tin, Canlıcılık, Özdek, Özdekçilik, Monatçılık.
Turkish - English dictionary

canlıcılık

(Turkish - English dictionary) :
animism.
Turkish - English dictionary

çanlık

(Turkish - English dictionary) :
bell tower, belfry; campanile.
Turkish - German Dictionary

canlılık

(Turkish - German Dictionary) :
e VitalitTMt, e Lebhaftigkeit, s Temperament, r Auftrieb.