casi


Results for "casi"

Turkish - Turkish dictionary

ÇAŞIT

(Turkish - Turkish dictionary) :
is. Casus.
Ottoman - Turkish Dictionary

ÇAŞİT

(Ottoman - Turkish Dictionary) :
Casus.
Ottoman - Turkish Dictionary

CASİYE

(Ottoman - Turkish Dictionary) :
Diz çökmüş.* Topluluk, cemaat. * Yığın, taş yığını.
Ottoman - Turkish Dictionary

CÂSİYE SURESİ

(Ottoman - Turkish Dictionary) :
Kur'an-ı Kerim'in 45. sûresi olup Mekke-i Mükerreme'de nâzil olmuştur. Şeriat, Dehir Suresi de denir.
Islamic Glossary

CÂSİYE SÛRESİ

(Islamic Glossary) :
Kur'ân-ı kerîmin kırk beşinci sûresi. Hâ-mîm de denir.Câsiye sûresi, Mekke'de nâzil olmuştur (inmiştir). Otuz yedi âyet-i kerîmedir. "Korku veendişe yüzünden ayakta duramayıp diz üstü çökmek" anlamına gelen ve yirmi sekizinci âyettegeçen Câsiye kelimesi, sûreye isim olmuştur. Sûrede, Allahü teâlânın v arlığını, kudret veazametini, büyüklüğünü gösteren eserlere dikkatler çekilmekte, kâfirlerin inkarcı tutumlarınaişâret edilmekte, İsrâiloğullarının Allahü teâlânın lütuf ve ihsânlarına kavuştukları halde nîmetenankörlük ettikleri haber verilmekte, kıyâmet gününün dehşetli durumu ve o gün insanlarhakkında amel defterlerinin şâhitlik edeceği, mü'minlerin, inananların âhirette büyük nîmetlerekavuşacakları müjdelenmekte, inkarcıların inanmıyanların, inançları bozuk olanların ise, şiddetliazâba uğrayacakları, Allahü teâlânın büyüklüğü, bütün kâinât (evren) üzerindeki hâkimiyeti vedaha başka hususlar bildirilmektedir. (Fahreddîn Râzî)Câsiye sûresinde meâlen buyruldu ki:Kim sâlih (güzel, iyi) bir amel işlerse, (bunun sevâbı) kendi lehine; kim de kötülükederse (bunun cezâsı) kendi aleyhinedir. Sonra (hepiniz) Rabbinize döndürüleceksiniz.(Âyet: 15)Kim, Hâ-mîm (el-Câsiye) sûresini okursa, hesab günü Allahü teâlâ onun avretini(utanılacak şeylerini) örter ve korkusunu giderir. (Hadîs-i şerîf-Envâr-ut-Tenzîl veEsrâr-üt-Te'vîl)