cru
scruffy
(English - Turkish Dictionary) :
s., İng., k. dili 1. kirli ve üstü başı perişan; pasaklı; kılıksız. 2. kirli ve pejmürde (giysiler). 3. kirli ve dağınık (yer).
scrumptious
(English - Turkish Dictionary) :
s., k. dili çok güzel, harikulade, şahane, enfes.
scruple
(English - Turkish Dictionary) :
i. (vicdanın elvermemesinden ileri gelen) tereddüt, şüphe. f. 1. vicdanı elvermemek. 2. tereddüt etmek.
scrupulous
(English - Turkish Dictionary) :
s. 1. vicdanının sesini dinleyen, vicdanlı. 2. dürüst. 3. dikkatli, titiz.
scrutinise
(English - Turkish Dictionary) :
f., İng., bak. scrutinize.