dam
damp
(English - Turkish Dictionary) :
s. nemli, rutubetli, yaş. i. 1. nem, rutubet. 2. grizu. f. 1. boğmak, söndürmek. 2. yavaşlatmak, durdurmak. 3. nemlendirmek, ıslatmak.
dampen
(English - Turkish Dictionary) :
f. 1. nemlendirmek, ıslatmak; nemlenmek, ıslanmak. 2. (titreşimi) azaltmak. 3. kırmak, kaçırmak: dampen s.o.´s enthusiasm k. dili birinin hevesini kırmak.
dampness
(English - Turkish Dictionary) :
i. nem, rutubet.
do one´s damnedest
(English - Turkish Dictionary) :
elinden geleni yapmak.
Edam
(English - Turkish Dictionary) :
i. Hollanda peyniri, edam.