damar


Results for "damar"

Ottoman - Turkish Dictionary

DAMAR

(Ottoman - Turkish Dictionary) :
t. İstidad. Huy, tabiat, inat. * İnsan bedeninde kanın dolaştığı yollar, şiryan. * Irk. * Toprağın içindeki maden filizleri ve su tabakası. * Damar veya köke benzeyip bir cismin her tarafına uzanan yollar. * Mermer ve ona benzer dalgalı şeylerdeki çizgiler.
Dream Dictionary of Phrase

DAMAR

(Dream Dictionary of Phrase) :
Damar, kişinin akrabaları ve kavmidir. Damar tıkanıklığı ve damar kesilmesi bu damarın temsil ettiği kişinin sıla-yı rahimi terk ettiğine, akraba ile ilişkili kestiğine, Damardan kan kaybı yoksul için mala, zengin için mal kaybına, Damarların çok bariz oolarak görülmesi gelirde görülecek azalmaya delalet eder.
Turkish - English dictionary

damar

(Turkish - English dictionary) :
1. vein, artery, or vessel (in which blood flows). 2. vein (in marble, a rock); seam; lode. açımı med. cutdown. atmak for an artery to pulsate. ına basmak /ın/ to irritate (someone), touch (someone´s) sore spot. ını bulmak /ın/ to humor (someone). ına çekmek to take after one´s family (in temperament). damar 1. multiveined. 2. seam upon seam. ına girmek /ın/ to humor (someone). ışınçekimi med. angiography. larına işlemek to become part and parcel of one´s character. ları kabarmak (for a specified part of one´s character) to show itself: Babalık damarları kabardı. His fatherly side showed itself. kasıncı angiospasm. ı kurusun! Damn him! onarımı surg. angioplasty. sertliği path. arteriosclerosis, hardening of the arteries. ları şaha kalkmak slang to want something badly, have a consuming desire. tabaka anat. choroid (of the eyeball). tıkanıklığı path. embolism. ı tutmak to get obstinate; to get surly, become intractable. uru path. angioma. yangısı path. angiitis.
Turkish - German Dictionary

damar sertliği

(Turkish - German Dictionary) :
e Arterienverkalkung.
Turkish - English dictionary

damarca

(Turkish - English dictionary) :
vascular disorder.