dağınık


Results for "dağınık"

Turkish - Turkish dictionary

DAĞINIK

(Turkish - Turkish dictionary) :
s. 1. Dağılmış durumda olan. 2. İş, davranış ve yaşayışında düzenlilik olmayan, savruk, derbeder. @DAĞITICI is. İşi mektup ve gazete gibi şeyleri dolaşarak dağıtmak olan kimse, müvezzi: Posta dağıtıcıs1.
Environmental Glossary

DAĞINIK YAYILMA

(Environmental Glossary) :
[ Sprawl ] Kentsel gelişmenin civardaki kırsal kesime doğru denetimsiz yayılması.
Meteorological Glossary

DAĞINIK GÖKYÜZÜ RADYASYONU

(Meteorological Glossary) :
(DIFFUSE SKY RADIATION) [i]Doğrudan gelen güneş ışınlarının yer tarafından emilmesinden ayrı olarak, atmosfer tarafından yansıtılan güneş radyasyonun yer tarafından emilmesi. Yerküre, yıl boyunca emdiği toplam kalorinin 36 birimini doğrudan güneş radyan enerjisinden, 26 birimini ise atmosferden dağınık olarak yansıyan radyasyondan sağlar.
Meteorological Glossary

DAĞINIK YANSIMA

(Meteorological Glossary) :
(DIFFUSE REFLECTION) [i]Atmosfer içerisinde bulunan toz, su damlacıkları ve buz kristalleri gibi büyük parçacıklar tarafından güneş ışınlarının dağınık şekilde yansıtılması. Bu tür bir yansıma, hava molekülleri tarafından yansıtılan ışınlar yasasıyla açıklanamaz yani düz bir yansıma değildir.
Dream Dictionary of Phrase

DAĞINIKLIK

(Dream Dictionary of Phrase) :
Her türlü düzensizlik kafa ve gönül dağınıklığına, işleri aceleye getirmeye, Dağınık şeyleri ( iş vs.) topladığını ve dünyalık elde ettiğini görmek işin noksanlaşmasına delalet eder.