dere


Results for "dere"

Dream Dictionary of Phrase

DERE

(Dream Dictionary of Phrase) :
İçinden az bir su akan ve çevresi güzel manzaralı dere kamuya ait bölgeden geçiyorsa ora insanları güzel hayata, özel mülkten geçiyorsa, bu kişinin hayat ve geçim güzelliğine, Evler arasından yahut yerleşim alanının içinden geçen dere, suyu berrak ve tattlı ise bolluk ve berekete, Bağ ve bostandan geçen dere (ark) kadının hamileliğine, bekarın evlenmesine, Dere bazen kişinin hanımına, onda görülen güzellik ve kusur eşte müşahade edilen hallere, Derenin suyunu kesmek ev halkından biriyle münasebeti kesmeye, Dereyi geçip arkada birilerini bırakmak kişinin vefatına, Bahçesindeki derenin yatağında görülen tahribat, suyunun kesilmesi yahut içine taş ve toprak doldurulması kadının bir başkasıyla ilişkisine, Dereden su içmek yahut almak güzel hayata, Su yolunun yahut derenin taşması evlada, buradan bal, süt vs. akması feyiz ve berekete; kan ve irin akması iyiliği yanında kötü huyları da olan zevceye, Suyun geçmesi için ark ve yatak açmak halka iyilik yapmaya, kapatmak yahut içini doldurmak umuma zarar verecek bir iş yapmaya delalet eder. Dere'nin tamamlayıcı tabiri için Bakınız; Vadi. ( ayrıca Bakınız; Akarsu, Nehir.)
Turkish - English dictionary

dere

(Turkish - English dictionary) :
1. brook, stream, creek; stream bed. 2. valley. 3. valley in a roof, roof gutter. 4. gutter. gibi akmak (for blood) to flow like water. yi görmeden paçaları sıvamak to count one´s chickens before they are hatched. tepe up hill and down dale. tepe düz gitmek to keep on going incessantly. den tepeden konuşmak/söz etmek to have a rambling conversation.
Turkish - Kurdish Dictionary

dere otu

(Turkish - Kurdish Dictionary) :
şêwît, pijînda.
Turkish - German Dictionary

derebeyi

(Turkish - German Dictionary) :
r Fürst.
Turkish - Turkish dictionary

DEREBEYİ

(Turkish - Turkish dictionary) :
b.is. Ortaçağda toprak ağası.