değişke


Results for "değişke"

Turkish - Turkish dictionary

DEĞİŞKEN

(Turkish - Turkish dictionary) :
s. ve is. Değişebilen.
Sociological Dictionary

AKTİF DEĞİŞKEN [İng. Active Variable]:

(Sociological Dictionary) :
(Bkz. Bağımsız Değişken)
Sociological Dictionary

BAĞIMLI DEĞİŞKEN [İng. Dependent Variable]:

(Sociological Dictionary) :
Bir başka değişkene bağlı olarak meydana gelen veya bir başka değişkenin etkisi altında kalan değişkendir. Bağımlı değişkende intihar olayı örnek gösterilebilir. Çünkü intihar olayı başka sosyal faktörlerden ayrı, etkileşimsiz düünülemez. Konu dinlere, hatta Batı'da mezheplere göre değişebilmektedir. Siyasî ortam, barış veya savaş dönemleri intiharı etkileyebilmektedir. (Bkz. intihar)
Sociological Dictionary

BAĞIMSIZ DEĞİŞKEN [İng. Independent Variable]:

(Sociological Dictionary) :
Araştırmacı tarafından değiştirilebilen, bağımlı değişken üzerindeki etkinin açıklanması için kullanılan değişkendir. Bağımsız değişkenler araştırmacının değiştirebileceği değişkenlerdir. Bu durumda iki tip değişkenden sözedilebilir: Araştırmacı kontrol altında tuttuğu bağımsız değikene çeçitli değerler verir ki; bu tür bağımsız değişkenler aktif değikenler denir. İkinci durumda ise; araştırmacının ancak elde mevcut bulunan değişkenlerden yararlanarak bağımsız değişkenleri oluşturması sözkonusudur. Bu tip değişkenlere pasif değişkenler adı verilir. 8Karasar, N., 1994) Çocuk yetiştirmede sosyal sınıfın veya eğitimin etkisi bağımsız değişkene örnek olarak gösterilebilir.
Sociological Dictionary

DEĞİŞKEN [İng. Variable]:

(Sociological Dictionary) :
Sosyal bilimlerde kullanılan temel kavramlardan birisidir. Herhangi bir bütünün belirli ölçüler içinde birden fazla unsurlarına ayrılmasıyla değişkenlen meydana gelir. bu kavram genillikle ampirik sosyal araştırmalarda kullanılır. Örnek olarak yaş, sosyal sınıf, meslekî statü, eğitimin süresi, cinsiyet gibi unsurlar değişken olarak kaul edilebilir.Bunlar bağımlı, bağımsız olarak ikiye ayrılırlar. (Bkz. Bağımlı Değişken, Bağımsız Değişken) Gökçe, B., 1992)