LİKİDİTE


"LİKİDİTE" Kelimesi için arama sonuçları

Ekonomi Sözlüğü

BİRİNCİ DERECEDE LİKİDİTE KATSAYISI

(Ekonomi Sözlüğü) :
Birinci derecden likiditelerin, kısa vadeli taahhütlere oranıdır.
Ekonomi Sözlüğü

İKİNCİ DERECE LİKİDİTE

(Ekonomi Sözlüğü) :
Güçlük çekilmeksizin nakite çevrilen kıymetlerdir. Örneğin, düşük bir faiz fedakarlığı sonucu çekilen vadeli mevduat, vadesi çok yakın olan bir alacak senedi, derhal kırdırılabilecek bonolar.
Ekonomi Sözlüğü

LİKİDİTE

(Ekonomi Sözlüğü) :
Bir işletmenin borçlarını ödeyebilme yeteneğine sahip olması. İki türlü likidite söz konusudur; Gerçek Likidite ve Teknik Likidite. Gerçek Likidite, işletmenin tasfiyesi halinde varlıklarından bütün borçlarını ödeyebilme yeteneğini gösterir. Teknik Likidite ise, işletmenin süresi gelen borçlarını ödeyebilmek için gerekli paraya sahip olmasıdır. Likidite kullanabilecek durumda olan satınalma gücünü ifade eder. Buna göre fertlerin ve firmaların kasa ve bankalarındaki paralar, derhal tahsil edilebilecek alacaklar birinci derecede likit değerlerdir. Vadeli mevduatlar ve Hazine bonoları ikinci derece likit sayılır ve para benzeri ya da likidite benzeri olarak adlandırılır ve yarı mamul stokları ile borsada kota edilmiş değerleri üçüncü derece likit değerlerdir. Makine, büro, arazi ve uzun süreli alacaklar dördüncü derece likit kabul edilir.
Ekonomi Sözlüğü

LİKİDİTE BENZERİ

(Ekonomi Sözlüğü) :
(Bk. Likidite)
Ekonomi Sözlüğü

LİKİDİTE ORANI

(Ekonomi Sözlüğü) :
İşletmenin likiditesini ölçen oranlardan biri. Asit test oranı olarak da bilinir. İşletmenin kasa mevcudu, pazarlaanbilir hisse senedi ve tahvillerle alacakları toplamının kısa süreli borçlara oranlanmasıyla bulunur. Bu oranın 1in üzerinde olması işletmenin kısa süreli borç ödeyebilme yeteneğinin artırdığını gösterir.